Herkese Merhabalar,
Teknik konuları biraz kenara bırakıp, aklımıza gelebilecek tüm konuları etkileyebilecek sosyal bir konuyu yorumlamak, fikirlerimi siz değerli okurlarıma sunmak istiyorum müsadenizle. Bu konudaki düşüncelerimi Webrazzi Forum'daki bir konu hakkında yazılan yazıların etkileşimi sonucunda sizlerle paylaşmak istediğimi de belirtmeden edemeyeceğim.
Türk milleti olarak diğer milletlere göre, daha pratik düşünen, karşılaştığı problemlere her zaman çözüm bulabilen, tabiri caizse daha yaratıcı bir millet olduğumuzu söyleriz. Benim kesinlikle doğru olduğuna inandığım düşüncelerdir bunlar. Ancak şöyle bir durum varki; eminim sizinde beyninizi kurcalıyordur; "peki hakkaten böyle bir milletiz de neden halen gelişmeye çalışıyoruz, neden bizim de dünya çapında başarılı olan projelerimizin (web projeleri ve aklınıza gelebilecek diğer sektörlerdeki projeler) sayısı çok az ve neden dünyamızdaki gelişmeleri "sürekli defans yapan bir futbol takımı" gibi sadece izleyip önlemler almaya çalışıyoruz?" Bu tip soruları uzatmak öyle mümkün ki bunları yazsak tarayıcımızdaki dikey kaydırma çubuğunu (scroll bar) 3-4 mm yüksekliğinde ancak görürüz herhalde.
Benim tüm bu sorulara aslında tek bir cevabım var. O da; Yaptığımız iş ne olursa olsun genel olarak "önce oluşum sonra altyapı" düşünme yapısı ile hareket ettiğimiz için.
Oysa ki bu düşünce yapımızı tersine çevirerek, "önce altyapı sonra oluşum" düşünce yapısı ile hareket etsek işte o zaman yukarıdaki tüm bu sorular zamanla tarihe gömülüyor olacak milletimiz ve devletimiz için.
Peki tam olarak nedir "önce altyapı sonra oluşum" düşünce yapısı? Aslında yeterince anlaşılır ve bir okadar da net bir kavram bu bence. Öyleki; yaptığımız, yapmakta olduğumuz ya da yapacağımız çalışmalar sonucunda ortaya çıkacak olan oluşumun ( ben tüm çalışmaların meyvesine genel olarak oluşum diyorum ) altyapısını baştan en iyi şekilde yapılandırmaktır. Bir başka deyişle, yaptığımız iş ne olursa olsun, toplumda hangi görevi yerine getiriyor olursak olalım, planlı çalışmaktır, hemde öyle planlı ki yapacağımız işin sonunu görebilecek ve ona göre çalışmalarımıza yön verebilecek, yatırımlarımızı sağlam yapabilecek kadar.
Aksi durumda ise güncel olarak yaşadıklarımız ortaya çıkıyor maalesef. Sokağımızın önü defalarca kazılıp defalarca kapatılıyor. Tabiri caizse; önce plazalar yükseliyor bir sürü, ardından zorunlu kalındığı için altyapı yenilenmeye, yollar yapılmaya, trafik sorunları çözülmeye çalışılıyor ülkemizde. 40-50 sene önce yapılmadığı için raylı sistemler bugün yeni bir raylı sistem hattı açılacak diye bayram ediyoruz neredeyse.
Transfer döneminde hâl vurp harman savuran spor kulüplerimiz geliyor hemen aklıma. Onca başarız transferin ardından Avrupa kapısından geri dönmek durumunda kalıyor devlerimiz. Oysaki yanlış yapılan bir transfer yerine altyapıya harcansa o transfer parası, biraz önem verilse altyapıya ve birazda sabırlı olunsa (kulüpler ve taraftarları) en fazla 3-4 sene içerisinde daha çok Arda'ları, daha çok Muhammed'leri konuşuyor ve Avrupa'da zaferler yaşıyor olacağız belkide. Sponsor gelirine hapsolmuş takımlarımız, sporu ve futbolu ülkemizde de bir endüstri haline getirecekler belkide bu sayede.
Asıl uzmanlık alanımız ile ilgili de bir örnek verelim isterseniz. Bir web girişimi yapıyoruz, fikir çok güzel, kesin tutacak diyoruz, ama beklentilerimiz ve hedeflerimiz doğrultusunda bir altyapı kur(a)madığımız için daha tanınma evresinde web altyapımız karşılamıyor beklentileri. Sonra aynı fikir, bir başkası tarafından çok daha sağlam bir şekilde yapılandırılarak sunuluyor önümüze ve bize de "bunu ben daha önce düşünmüştüm ama" demek kalıyor malesef. Düşünüyorum da; acaba Google ya da Youtube, "önce altyapı sonra oluşum" düşünce yapısı ile değilde ülkemizde hüküm süren "önce oluşum sonra altyapı" düşünce yapısı ile yapılanarak pazara girselerdi nasıl olurdu bugünkü durumları? Adlarını bile duyar mıydık acaba?
Maalesef, bu olumsuz düşünce yapımız ile başarılı yapılandırılamamış böyle projelerimiz yüzünden halen gelişmeye çalışıyoruz ülke olarak. Boşuna harcadığımız yada harcamak zorunda kaldığımız, kaybettiğimiz; para ve zaman gibi maddi ve manevi değerler o kadar büyük ki ölçmek bile imkansız oluyor. Dünyadaki başarılı projelere baktığımız zaman ise neredeyse %80 inin başarısının altında sağlam bir altyapı yatıyor. Bu sayede gelişiyor, maddi ve manevi güçleniyor günümüzün güçlü ülkeleri. Dilerseniz çok uzağa gitmeyelim ve Turkcell' imize bir de bu açıdan bakalım. Sırf sağlam altyapısı ile yaklaşık 40 milyonun tercihi olmuyor mu sizce?
Umarım; artık ulus olarak yaptığımız her işte "önce oluşum sonra altyapı" düşünce yapısından sıyrılıp "önce altyapı sonra oluşum" düşünce yapısına geçeriz bir an önce. İşte o zaman önümüz o kadar açık, o kadar parlak ki, düşündükçe heyecan duyuyorum. Ya Siz?
Tekrar görüşmek üzere,
Sevgi ve Saygılarımla.
Not: Bu yazıyı ne kadar fazla kişiyle paylaşırsak o kadar faydalı olacağına inanıyorum. Hatta bir blog sahibi iseniz bu konu hakında bir yazı yazmanızı da rica ediyorum. Böylece konunun daha fazla kişi tarafından dikkate alınacağını ve düşünce yapısı değişimi sürecinin hızlanacağını düşünüyorum.
Önce Altyapı Sonra Oluşum !
Yazar : İdris Cin Tarih : Çarşamba, Mart 14, 2007 | 3 Fikir PaylaşımıKategori(ler) : Kişisel Gelişim , Makale , Sosyal Analiz
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Olayı çok güzel bir şekilde saptamışsınızdır. Biz niye hala gelişmiyoruz diyenlere bir cevap olmuştur? Her ne kadar size hak versemde bunun çözümü o kadar kolay olmadığına inanıyorum . Bir öğrenci üniversiteyi bitirdiğinde çok zahmetlerle okuduğu okulun ona ne kazandırdıklarını soruyorlar. Öğrenci
güzel bir fikrim var anlatmaya çalışıyor adam ağzı açık bir şekilde dinliyor sonra kaç para kazanacaksınız öğrenci kısa vade için para kazanmayacağım deyince artık herkesin bakış açısı şöyle oluyor okumuş ama adam olmamış.
Türkiye de değer bilgiyle değil parayla ölçülmeye devam ettiği sürece hep aynı şeyleri okuyacağız.
Sevgili @muzaffer yazıya değer katan bu yorumunuz için teşekkür ederim.
Fikirlerinize katılmamak elde değil. Zira eğitim sistemimizdeki yanlışlıkları/eksiklikleri olduğu ve üklemizin gelişimine direkt etki ettiği de ortada.
Eğitim sistemimizinde sağlam bir altyapıya ihtyacı var bence, anaokulu ve ilk öğretimde eğitim altyapısını güçlü kuramayan bir öğrenci yine sistem yanlışları yüzünden ilerleyen süreçlerde heba olabilmekte maalesef.
Ülkemizdeki altyapı güçlendirmelerine belkide eğitim sistemimizden başlanmalı. Başlanmalı ki bu diğer tüm alanlara çok daha rahat yayılabilsin.
Yorumunuz için tekrar teşekkürler.
Sevgi ve saygılarımla.
Bir Sunudan sonra (ki bu sunum gerçekten beni o kadar heyecanlandırmıştı ki genç arkadaşlarımızın bilgili olması tamamen bilgiye dayalı sorular beni çok mutlu etmişti) Hatta şu düşüncelerde dün okan Bayülgen’in medya kralı adlı programında bizim ülkemizde iyi sandalye yapan kaç kişi var? devam ediyor bir kaç insan ancaktır. Peki iyi sandalye tasarımı yapan kaç kişi var kimse yok.
Biz tamamen önce karnımızı doyurmaya çalışıyoruz. Önce can sonra canan. Ülkenin gerçekleri bunlar. Üniversite mezunlarına sorulan soru yukarda @muzaffer tarafından yazılmış. Orda da adamın kafasındaki fikir
-ya onu bunu bırakta kaç para kazanacaksın?
İleriye yatırım yapmayalım aman ha günlük yaşayalım.
Adam önce sandalye yapıp satacak ki karnını doyursun ancak hoş güzel bir sandalye tasarımı yapan bir tasarımcı tasarımını satıp karnını doyurması bu kadar kolay olmuyor. Ha tabi adam mükemmel bir tasarım yetenegine iyi bir eğitime sahiptir. Onu da zaten büyük firmalar götürür ülkeden.
bu da Okan’ın deyimiyle olayı pratiğe döküp biran önce karnımızı doyurmamızı sağlıyor. Teori olmazsa hiçbir şey olmaz ufuk açılmaz insanlar daha geniş düşünemez. Biz ar-ge lere para ayırmayı bırak o kadar büyük kuruluşlar ar-ge bölümü açıp 1 kişi çalıştırıyorlar.
Şaka gibi değil mi? Ama gerçek Dostlar alışverişte görsün.
Neyse konuyu dağıtmadan sağlam altyapı çok önemlidir. Kesinlikle katılıyorum.
Ülkenin refah seviyesi artmalı, beynine örümcekler ağ kurmuş yöneticiler ya da önemli koltuk sahipleri artık yeni insanlara yer açmalı bizde olayın teorik kısmını eger ögrenmişsek ona göre sehir planı alt yapı ulasım saglık egitim kültür sosyal aktivite olanakları buluruz.
Bu yazıyı yazarken yukarda sadece bahsettiklerim (@idriscin'in de scrool 3-4 mm benzetmesi) nereden başlamalı ne yapmalı. İğne çuvaldız hesabı gibi önce kendimden başlamalıyım diyorum ama ne yapmalıyım açıkcası bilmiyorum.
Bir insan bir ulusu kurtarır sözüne o kadar inanan ve Lanet ederek topu ATATÜRK gibi bir deha olmalıyım ancak diyebiliyorum.
Konuyu cok dagıttım farkındayım ancak o kadar cok problemden muzdaribimki şu güzel ülkemde...