Girişim İncelemesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Girişim İncelemesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Merhabalar,

Blog dünyamızın sevilen ve takip edilen bloglarından birisi olan SuniPeyk yaklaşık 1,5 ay önce yeni projesiyle ile karşımıza çıktı ; PEYKit


İnternet üzerinden reklam, bildiri, tanıtım, site tanıtımı, ilan ya da basın bültenlerinizi yayınlamak istiyorsanız aradığınız platform : PEYKit

PEYKit ile neler yapabileceğinizi PEYKit Nedir? sayfasından öğrenebilirsiniz. Henüz deneme yayınında olan servisin ne şekilde gelişeceğini ve ne tepkiler alacağını hep birlikte göreceğiz, ancak şu bir gerçek ki ilerleyen süreçte işlevler güzel modellenirse ve aynı güzellikte uygulanırsa internet dünyamızın başarılı olmuş girişimleri arasında çok rahatlıkla PEYKit i de görebiliriz.

Tanıtmak istediğiniz birşey mi var ? O zaman PEYKit !

Tekrar Paylaşmak Üzere,
Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Girişim incelemelerime begendiğim bir girişimin analizi ile devam ediyorum, Paylaşarak sıkıntıları giderme platformu: bisorusor.com


Yaklaşık 3 hafta önce beta yayınına başlayan projenin bir DreamVenture.biz girişimi olduğunu, görselerinin Brands-Ideas.com, yazılım altyapısının ve bakımının ise Erkyazılım tarafından sağlandığını hakkında sayfasından öğreniyoruz. Ülkemiz internet sektöründe bu tür projelerde Dream Venture gibi oluşumların yatırımcı konumunda bulunması gerçekten çok önemli, sektörümüzdeki yatırımcı eksiğinin kapanmasına katkı sağlaması açısından Dream Venture'u takir ediyor, bir girşiminiz varsa web sitesini incelemenizi tavsiye ediyorum.

Hemen asıl konumuza dönelim, bisorusor.com bana göre tam bir Web 2.0 projesi. Çünkü otomatize edilen işlevler sayesinde içerik tamamen kullanıcı etkileşimi ile oluşuyor. Soru sorarak ya da soru cevaplayarak, anket hazırlayarak ya da anket oylayarak bu etkileşimin bir parçası oluyorsunuz.

Orjinal boyut için tıklayın
bisorusor.com'da soruları puanlayabiliyor, takip edebiliyor, dahası bir blog/site sahibiyseniz soruları sitenize widget olarak (tıpkı benim gibi) ekleyebiliyorsunuz.

Orjinal boyut için tıklayın
Dikkatimi çeken ve hoşuma giden bir ayrıntı da; sorulara cevap verirken kullanılan parametrelerden biri olan "Cevap Modu", gerçekten ince bir detay ve güzel düşünülmüş. Cevap modu sayesinde sorulara hangi psikoloji ile cevap verildiğini görebiliyorsunuz. Bu da etkileşimi canlı hayata yaklaştırarak daha da üst seviyeye çıkarıyor.

bisorusor.com'da bütün bunları yaparken en güzeli de; her an yeni şeyler öğrenebilmeniz, tabi başkalarının bilmediği sorulara cevap yazarak öğrenmelerine katkıda bulunmak da ayrı bir pozitif duygu.

Sonuç olarak görünen o ki; gün geçtikçe zenginleşen içeriğiyle soruların cevap bulduğu bir proje haline gelecek bisorusor.com.

Merak ediyorsanız bisorusorun cevap bulun ! »

Zaten biliyorum diyorsanız, bildiğiniz şeyleri bilmeyen birileri muhakkak vardır, cevaplayın aydınlatın !
»

Peki nereden başlayayım diyorsanız işte benim sorduğum bazı sorular;
» Neden Blog Yazıyoruz ?
» Web 2.0 dan sonra ( yani Web 3.0 da ) bizi neler bekliyor ?
» Matematik Mühendisliği Nedir, bölüm mezunları ne iş yapar?
» Bir web sitesinde en çok hangisi hoşunuza gider?

Tekrar görüşene dek yüzünüzden de gülümsemeyi eksik etmeyin,

Paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

27 Eylül 2007 itibariyle beta yayın hayatına başlayan ve blog dünyamız için güzel bir kaynak haline geleceğini düşünüdüğüm bir web girişimini paylaşmak istiyorum sizlerle; Takipci.Net

Takipci.Net sevgili Feyzullah Ceylan'ın projesi ve bu girişimini hayata geçirdiğini Yeni Web Projem “Takipci.Net” Yayında başlıklı yazısı ile bloğunda duyurmuştu bizlere.

Fikrin ortaya çıkışında ki ana felsefeyi Feyzullah Ceylan şu şekilde açıklıyor ;

“Bir web sitesi olsun, gündemle ilgili bir sürü güzel haberle dolu blogları Takip etsin, bir süzgeçten geçirsin ve tek bir sayfada yayınlasın. Ama blog sahiplerini mağdur etmesin, insan emeğine en büyük darbeyi vuran kopyala yapıştırdan muzdarip bırakmasın, aksine, fazladan ziyaretçi sağlasın, blogunu tanımayanlara tanıtsın, blog camiası ile blog takip etmeyen insanları barıştırsın, kaynaştırsın. Herkes kardeş olsun :-)”

"Peki bu felsefe ne derece hayata geçirilmiş ?" sorusunun cevabını da aşağıdaki açıklamalar da bulabiliyoruz;

"Takipci.Net şöyle işler: RSS okuyucularımızdaki sayıları gittikçe artan (Şuan 100 civarı olan ) blogu takip ediyoruz, beğendiğimiz haberlerle ilgili bir resim ve kısa bir tanıtım yazısı ile bildirim oluşturuyoruz, bu bildirimin altına ise ilgili haberin yayınlandığı blog adresine bir link yerleştiriyoruz, haberi beğenen ziyaretçi detaylarını öğrenmek için linke tıklayarak daha fazlasını ilgili blog sayfasına giderek oradan okumuş oluyor. Aynı zamanda haberler etiketleniyor ve sağ taraftaki menüde bulunan etiket bulutundan istediğiniz etikete tıklayarak ilgili haberlere de ulaşabiliyorsunuz.

Bizim burada dikkat ettiğimiz haberler, birkaç link verilerek ve birkaç kelime yazılarak geçiştirilmiş haberler değil. Blogculuğun ruhu olan, haber üzerine yorum yapılmış ve kafa yorulmuş, haberleri daha çok tercih ediyoruz."

Kesinlikle sağlam bir felsefeye sahip olduğunu düşündüğüm Takipci.Net; bu felsefeyle örtüşen yapısıyla giderek kirlenen ve içeriğe saygının azaldığı blog dünyasında bir filtre konumuna gelebilir.

Dahası Takipci.Net sayesinde RSS takibimizde bulunmayan blogların seçkin yazılarını da yakalama şansımız artıyor .

Bir diğer önemli nokta da; RSS reader larda takip edilen blog sayısı belli bir miktara ulaşınca (kişiden kişiye değişir bu) hepsini takip etmek güçleşiyor ve okunası yazılar da gözümüzden kaçabilyor bazen. Bu nokta da blog dünyasını takip etmemiz de Takipci.Net önemli bir misyon da üstlenmiş gibi gözüküyor.

Takipci.Net blog dünyasındaki okur-yazar buluşmasını daha kolaylaştıracağa benziyor. Çünkü okurlar belli kriterlerce seçilmiş yazılarlarla buluşurken, yazılarına emek harcayan blog yazarları da ( bu yazarlardan biri de ben oluyorum :) ) yeni bir platform da daha paylaşımlarını sunma şansını yakalayabilecekler.

Takipci.Net belirttiğim gibi henüz beta aşamasında, dolayısıyla teknik ve tasarımsal olarak birçok açıdan eleştirmek mümükün olabilir. Zaten ilerleyen süreçte tasarım ve altyapı bakımından çok daha iyi bir Takipci.Net 'in bizleri ağarlamaya devam edeceğinden kuşkum yok. Bu yüzden yazımda işlevsel ve tasarımsal eleştiri ve anlizden ziyade içeriğe ve felsefeye değinmeye çalışım. Proje ile ilgili gelişmeleri de Blog.Takipci.Net ten takip ediyor olacağız. Değerli felsefesi ve başarılı Takipci.Net projesi ve için Feyzullah Ceylan'ı tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum.

Eğer blog yazarıysanız ve siz de blogunuzun Takipci.Net editörleri tarafından takip edilmesini ve bazı haberlerde blogunuza link gönderilmesini istiyorsanız Takipci.Net iletişim sayfasından blog ve besleme(feed) adresinizi verebilirsiniz.

Yok yazar değilim şimdilik okuyorum diyorsanız Blog dünyasını Takipci.Net ile daha net takip Edin !

Bir sonraki yazımda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.

Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Uzun bir tatil sonrası yine karşınızdayım ve tatil sonrası ilk konuğum son zamanların en çok konuşulan web uygulaması Facebook.

Yazı başlığım size biraz abartılı gelmiş olabilir ancak, Facebook u incelediyseniz bana hak vereceğinizi düşünüyorum. İncelemediyseniz de "Halen ne duruyorsunuz?!" demekten alıkoyamıyorum kendimi.

Yeni yeni ayrıntılı inceleme fırsatı bulduğum Facebook tam bir "deniz derya", evet kendisi bir sosyal ağ ancak bildiğimiz ve alışılagelen sosyal ağ ( social network ) uygulamalarına göre çok daha zengin, çok daha işlevsel ve kullanıcı dostu.

İşte Facebook ta dikkatimi çeken en önemli noktalar;

» Sade, göz yormayan ve kullanıcı dostu bir tasarıma sahip diyebilirim. Profilinizde bir karmaşa, bir göz yoruculuk söz konusu ise bundan kendinizi sorumlu tutmalısınız, çünkü varsayılan profil yapısı oldukça sade ve yerli yerinde dşünülmüş, bu yapıyı zenginleştirmek, karmaşıklaştırmak sizin elinizde.

» Uygulama tarafında ise kendine özgü ve zenginleştirilebilir bir yapı mevcut. Arkadaşlarınızı ve tanıdığını kişileri kolayca bulabiliyor ve arkadaş listesine kolayca ekleyebiliyorsunuz. Zenginleştirilebilir yapıdan kastım ise; Facebook u farklı ve çekici kılan en önemli tarafı, yani uygulamaları ( application ). Sisteme webmasterlar/developerlar tarafından geliştirilip eklenen uygulamaların sayısı oldukça fazla (şuan için 4500) ve kullanıcı olarak her an yeni bir uygulama keşfedebilirsiniz. İşte buda sizi Facebook u sürekli kurcalamaya itiyor.

» Proje şuan için tek dilli (İngilice), ancak buna rağmen dünya genelinde 40 milyon üyeye sahip. Alexa verilerine göre ABD, Kanada ve İngiltere en çok ilgi gösteren ülkeler. Ayrıca bu verilerdeki grafiklere bakmanızı ve istikrarlı yükselişi görmenizi ayrıca istiyorum. Çoklu dil desteği konusunda bir bilgiye ulaşamadım ancak yol haritasında yapılacaklar arasında olduğundan hiç kuşkum yok. Çoklu dil desteği sayesinde bir Facebook çılgınlığına şahit olabiliriz. Bu konudaki dil seçimlerinde ülke istatistikleri de etkili olacaktır ancak umarım Türkçe desteği de gelir.

» Dikkat çekmek istediğim bir başka özellikte Facebook'un tepeden inme değil, küllerinden doğan bir web projesi olması. Bu yazıyı okuyunca ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız.

» Web 3.0' ın temellerinin atıldığı günümüzde ( Web 2.0 döneminde ) Facebook bu yönüyle de başarılı bir uygulama. Çünkü Web 3.0 için gerekli olan profiller, profil ilişkileri, profil igileri ve yönelimleri gibi pek çok ilişkili veri birikiyor Facebook ta. Bir sonraki maddede değineceğim değer konusunu sadece popülarite açısından değil birde bu yönüyle de değerlendirmek gerekiyor sanırım.

» Facebook hakkında en çok konuşulan konulardan biriside değeri. Çeşitli haberler ( Webrazzi, TechCrunch, ReadWriteWeb, BBCTurkish ) vasıtasıyla 10-15 Milyar $ gibi bir rakamdam söz ediliyor. Microsfot, Google ve Yahoo gibi devlerin de yakın markaja aldığı Facebook bakalım ne kadar daha direnebilecek. Yakın zamanda YouTube satın alma haberinden çok daha etkili bir satın alma haberi tüm dünyayı bekliyor diyebiliriz.

Bu kadar yazıdan sonra Facebook u hayatımıza sokan genç girişimci Mark Zuckerberg ten bahsetmemek olmazdı sanırım.

Mark'ın 19 yaşında üniversite içi iletişim için yazdığı ve yaklaşık 4 yıl aradan sonra bu gün 40 milyon üyeye ulaşan sosyal ağ projesi Facebook gerçekten bir başarı hikayesi. Hazır yazılmışı varken bilgileri buraya taşımak yerine sizi daha detaylı bir yazıya davet ediyorum; Newsweek, Facebook'u kapak yaptı.

Bu yazıda dikkat çekmek istediğim bir noktayı da belirtmeden geçmek istemiyorum. Proje daha ilk yılında yatırımcı Peter Thiel tarafından 500 bin dolar gibi bir rakam ile desteklenmiş. Bugün ise Peter Thiel hiç pişman olmasa gerek. Bunu belirtmemin sebebi ülkemizde maddi destek göremediği için başarıya ulaşamayan bir sürü proje bulunması. Sadece bilişim seköründe değil tüm sektörlerde Peter Thiel gibi cesur risk yatırımcılarına ihtiyacımız var.

Facebook un yakaladığı bu popülariteden sonra ülkemizde de yeni sosyal ağ girişimleri olacaktır elbette. Ancak ben bundan çok kendini işlevsellik bakımından zenginleştirip farklılaşabilen halihazırda ki uygulamaların satın alımlarına tanık olacağımızı düşünüyorum. Tabi sıfırdan gelerek farkılığını ve zenginliğini ortaya koyabilen yeni girişimlerde başarıyı yakalayacaktır elbet. Tabi yukarıda bahsetiğim gibi başarı için cesur risk yatırımcılarına da büyük görevler düşüyor.

Daha detaylı incelemek ve "facebook trenini kaçırmamak" için Facebook sizleri bekliyor.

Her yönüyle bu projeden hepimizin öğreneceği çok şeyler var.

Bir sonraki yazımda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.

Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Bu seferki web girişimi konuğumuz; "Türkiye'nin Haber, Yorum ve Paylaşım Platformu" sloganıyla, yaklaşık 1 ay önce (beta test) yayın hayatına başlayan ve 2 hafta önce de lansmanı yapılan Corbaa.Com
2007 Haziran ayında, Webrazzi sayesinde daha da yakından tanıdığımız, ülkemizin belkide en köklü sosyal ağı olan Zurna.Com'un sahibi OutCubator şirketinin Türkiye ayağı olan OutCubator Türkiye'nin yeni bir girişimi aslında Corbaa.Com. Kısacası girişimin arkasında sevgili Onur Günday ve Ümit Apak'ın isimleri yer alıyor da diyebiliriz.



Corbaa.Com hakkındaki fikirlerimi özetle belirticem çünkü, hakkımızda sayfasındaki içeriğin üzerine yorum yapmak sanırım abes olur, çünkü herşey burada anlatılmış zaten. Sayfada mutlaka izlemenizi tavisye ettiğim bir video bulunmakta. İçeriği ise buraya aynen taşıyorum;

"Çorbaa, geleneksel gazetelerin aksine, gündemi kullanıcılarının oluşturduğu Internet bazlı bir paylaşım platformudur. Internet ortamının medya zenginliği ile demokratik gündem oluşturulması ile bir çorba oluşturulur. Çorbacılar beğendikleri veya kendi yazdıkları haberleri, akıllarına takılan soruları, beğendikleri videoları, müzikleri Corbaa'ya atarlar ve başkalarının yorumlarını, eklemelerini izlerler, imece usulü pişirdikleri Corbaa'yı beraber okurlar, tüketirler."

Bu arada "Eee, zaten Zurna Çorba vardı, o ne olacak peki?" gibi bir soru aklınıza geldi ise, Zurna hesabıma düşen bir mesajın içeriği beni olduğu gibi sizi de aydınlatacaktır;

"Merhaba! Zurna bildiğiniz gibi eğlence ve arkadaşlık sitemiz. Bu sefer ciddi bir ürün yaratalım dedik. Üniversiteliler ve ötesi için, genel kültürlerini yarıştırabilecekleri, görüntüleriyle değil bilgileriyle popüler olabilecekleri kullanıcıların haber yarattığı özel bir haber sitesi yarattık. Zurna'daki Çorba bölümünü şimdilik kaldırmıyoruz, oraya eğlenceli şeyleri yazmaya devam edebilirsiniz, ama bu sefer, ciddi haberleri isterseniz gelip Çorbaa'ya yazabilirsiniz. İlginç, moda, fikirsel açıdan Türkiye'nin ve Türklerin gündemini belirleyen haberleri yazabileceğiniz bir site Çorbaa. Fikri olan, düşünerek yorum yazan, üretken herkese açık. Artık Haberleri biz yazıyoruz! Tek kaynaklı haberciliğe son! Çok kaynaklı habercilik başladı. Corbaa.com"

Aktardığım bu bilgiler ile Corbaa.Com hakkındaki gerekli bilgileri edindikten sonra gelelim benim tesbitime; en fazla dikkatimi çeken ve değer verdiğim nokta; içerik girerken tamamen özgür olmanız. Yani isterseniz yeni bir yazı gönderin istersenizde var olan bir yazıyı zenginleştirin, bunu yaparken yazı, resim ve video üçlüsünü rahatlıkla kullanabiliyorsunuz.

Örneğin, paylaşmaya değer gördüğünüz bir olayı ekliyorsunuz, başka bir üye olayla ilgili fotoğraf ekliyor, bir başkası da video. Kullanıcıyı tek düzelikten kurtaran ve örzür bırakan bir yapı en nihayetinde. Tabi burada şuna dikkat etmemiz gerekiyor; bu Corbaa biraz daha ciddi ve içeriğin kalitesine çok daha fazla önem veriyor.

( Güncelleme [ 04.09.2007 23:45 ] :

Gelen yorumlar bana tasarım ve içerik konusuna da değinmem gerektiğini hatırlattı.

Tasarım olarak iyileştirmeler muhakkak gerekiyor, örneğin ilk yorumda da belirtildiği gibi genişlik biraz daraltılarak yatay scroll un çıkması önlenebilir. İçerik girişlerinde kullanıcının tasarımı bozacak formatta (örn; çok geniş bir resim ) içerik girmesi biraz daha kontrol edilebilir.

İçerik olarak ise; bence içeriğin biraz daha zenginleşmesini beklememiz gerekiyor tam olarak yorum yapabilmek için. Tabi burada sizin katılımlarınız da çok önemli.

Eksik olarak gördüğünüz noktaları ve tavsiyelerinizi yorum olarak yazarsanız gerekli yerlere mesajınız ulaşacaktır diye tahmin ediyorum :).

)

Özgürlüğü sorguladığımız ve değerini daha iyi anladığımız bu günlerde Corbaa.Com sağladığı özgürlüklerle kısa sürede ilgi göreceğe benziyor, siz ne dersiniz?

Bir sonraki yazımda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.

Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Bloğumda yaklaşık 1 aydır sosyal konulara ağırlık veriyordum, bu nedenle sakın bu tarz yazılarımdan vazgeçtiğimi sanmayın, girişim incelemelerime ve analizlerime ve yenilik haberlerime kaldığım yerden devam ediyorum inşallah.

Ülkemizdeki başarılı sosyal imleme sitelerinden biri olan Tusul'un yenilenme haberini yaklaşık bir ay önce beraber duymuştuk.

İşte yeni bir Tusul gelişmesiyle karşınızdayım: Tusul Video

Konuyla ilgili Tusul Blog yazısı da burada.

Tusul bu ilk Video modülü ile ülkemizdeki sosyal imleme siteleri arasında gerçekten dikkat çekmeyi başaracaktır diye düşünüyorum.

Daha yeni olması nedeniyle şuan Alpha sürecini yaşayan Tusul Video aslında aklımda şimşeklere vesile oldu da diyebilirim. Nedeni ise, bu yeni işlev sayesinde imlemeyi "yazı/haber imleme" olarak algılamaktan vazgeçip, konuya daha geniş bir açıdan yaklaşmama neden oldu.

Şimdi bu söyleyeceklerim beklide birileri tarafından düşünülüyordur, geliştiriliyordur ya da canlıya alınmak üzeredir, ama görünen o ki ilk yapan kazanıyor. Aklıma düşen yıldırımlardan en etkileyicisi ise şu; Madem ülkemiz kaynaklı girişimlerde yazı/haber imleyebiliyoruz, artık video da imleyebiliyoruz, neden Resim imleyemeyelim? Dedim ya bu bana göre en ilginci, fikirleri ve imlenebilecek öğeleri artırmak sanırım bu alanda halihazırda proje geliştiren arkadaşlarımıza kalıyor.

Bu tür gelişmeler ülkemiz web dünyası için olumlu gelişmeler; fikir, altyapı ve işlevsellik bakımından Web 2.0'ı yakalayan projelerin sayısındaki artış kalite artışına neden olacaktır ki, bu da ülkemizden de "Global Projeler" çıkmasına önayak olacaktır.

Bir video izlediniz, çok beğendiniz ve paylaşmak istiyorsunuz, yoksa siz halen Tusuldatmayanlardan mısınız ? ;)

( Güncelleme [ 04.09.2007 23:55 ] :

İş yoğunluğumdan dolayı buraya ancak taşıyabiliyorum ki; artık Tusul Fotoğraf da yayına alınmış. Sisteme fotoğraf eklemek için video ile aynı işlemleri yapıyorsunuz ve fotoğrafınız tusuldatılmaya başlanıyor.

Yanlız dikkatimi çeken nokta, Tusul Fotoğraf için ayrı bir modül oluşturmak yerine video ile entegre olan bir yapı kullanılmış. Bence yazı/haber, video ve fotoğraf sistemlerinin üçü de birbirinden tam bağımsız olmalı. Bu sayede sadelik ve kolay kullanılabilirlilik daha önplana çıkmış olurki, bu da bizim Tusul deneyimlerimizi daha zevkli hale getirir.

Bir fotoğraf/resim gördünüz/çektiniz, çok beğendiniz ve paylaşmak istiyorsunuz, yoksa siz halen Tusuldatmayanlardan mısınız ? ;)

)

Bir sonraki yazımda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.

Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Yaklaşık 2 ay önce Blograzzi’nin yayın hayatına (beta) başlayışını sizlerle ilk olarak paylaşma fırsatı bulmuştum. Tabi, Blograzzi’nin o günlerde henüz “beta test” aşamasında olduğunu idrak edemediğim için (heyecandan olsa gerek) bu paylaşımda bulunmuş ve sevgili Arda Kutsal’ın cümleleriyle “Evet kendisi Blograzziyi betaya alındığı anda keşfeden, tüm blogosferin haberdar olmasını sağlayan sonra da sunucularımızın yıpranmasına sebep olan blogdur. :)” şeklinde nitelendirilmiştim.
Yeni yüzünün demosunu test etme fırsatını bulduğum Blograzzi bu gün itibariyle yenilenerek yeni yüzüne ve yeni “Blograzzi Algoritması”na kavuştu. Bu haberi gönül rahatlığıyla veriyorum, çünkü artık Blograzzi test aşamasında değil, hatta hakkında ( bloğum da dahil olmak üzere ( 1, 2 ) ) bir çok blog da çeşitli konularda ahkam bile kesildi.

Yazı başlığımda da belirttiğim gibi bu yeni tasarım ile Blograzzi kendi kimliğini tam olarak bulmuş diyebilirim. Yeşil ağırlıklı tasarım yerini beyaz ve rengârenk albenili bir tasarıma bırakmış. Bu başarılı tasarım için Cleo Graphics’in de hakkını vermek gerekiyor tabi.

Bir diğer önemli ve göze çarpan değişim de geçtiğimiz günlerde oldukça gündeme gelen ve tartışılan puanlama algoritmasında olmuş. Yeni Algoritma da gözlemlediğim kadarıyla kullanıcıya yapılan yorum sayılarının, verilen oyların ve favorilere eklenme sayılarının oluşturulan puana olan etkileri oransal olarak azaltılmış. Tabi yorumlara katılıyorum, katılmıyorum ve şikayet etmek istiyorum işlevlerinin de kullanıcı/blog profilleri açısından ve puanlamaya olan etkileri açısından daha değer kazandığını düşünüyorum. Tahmin ettiğim bu değişiklikler spam olarak nitelendirebileceğimiz kullanıcılar ve bloglar için güzel bir önlem olacaktır. Zaten önceki versiyon ile yeni versiyon arasında belli başlı kullanıcılarda bu değişim kendini iyice hissettirmiş ve bu kullanıcıların puanları 4,5 puan kadar azalmış ve dolayısıyla da sıralama da bir hayli gerilemişler. Spam görüntüsünden uzak bloglarda ise bu değişim gözlemlediğim kadarıyla puansal olarak eksi yönde ortalama 1,5 ( +1,-1 ) puan olmuş. Bu da gayet normal bir durum. Algoritmadaki bu değişikliğin spam blog ve spam kullanıcılara önlem almak adına yeterli olup olmayacağını birlikte göreceğiz, ancak ben kesinlikle olumlu bir etki oluşturacağı kanaatindeyim.

Yeni gelen özelliklerden birisi “Günün Blogu”. Bu özellik sayesinde paylaşımı hak eden bloglar Blograzzi den daha fazla trafik çekebilecektir düşüncesindeyim. Hangi kriterlere uygun olan blogların burada gösterileceği bilgisine ilerleyen günlerde daha sağlıklı bir şekilde ulaşabileceğiz sanırım. Beklentim bu sayede çok güzel ve dolu dolu bloglar keşfediyor olacağız yönünde.

Gözüme çarpan diğer yeniliklere değinecek olursak;
- Genel tasarımdaki bazı öğelerin yerleri değiştirilmiş,
- Blog detay sayfalarındaki blog istatistikleri başarıyla ayrıştırılmış,
- Blog yorumunu şikayet edebilme özelliği eklenmiş,
- Mesajlaşma da Kullanıcılara blok koyma özelliği getirilmiş.

Bu yeni haliyle gerçekten başarılı buldum Blograzzi’yi. Blograzzi ülkemizdeki blog dünyasının etkileşimine ve ulaşılabilirliğine oldukça büyük katkıları olan bir girişim olacak gibi görünüyor.

Kendi kimliğini bulmuş Blograzzi’ye bu yeni tasarımı ve özellikleri ile daha da başarılar diliyorum.

Bir sonraki yazımda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Türkçe içeriğin birarada toplandığı sosyal imleme sitelerimizden Tusul'un tasarımı 26 Temmuz itibariyle yenilenmiş. Yenilenmeyle ilgili detaylı bilgiyi Tusul Blog' da bu yazıda bulabilirsiniz.

Her yazımı titizlikle eklediğim imleme sitelerinden biri olan Tusul yenilenmiş tasarımıyla kendini bulmuş ve gerçekten bana göre herşey yerli yerine oturmuş diyebilirim. Önceki tasarımda daha dağınık olan yapı bu yenilik ile çok daha derli toplu olmuş.

Sahip olunan özellik ve işlevlerde hiçbir azalma olmadığı halde çok daha sade ve kullanıcıyı yormayan, kullanıcı dostu bir Tusul çıkmış karşımıza. Sıkı tusuldatanlarından biri olarak yenilikte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Türkçe içeriğin (özellikle de blog içeriklerinin) paylaşılması adına sosyal imleme sitelerine gerçekten büyük görevler düştüğü inancındayım. Çünkü RSS beslemeleri kadar sosyal imleme siteleri sayesinde de ciddi etkileşimler yaşayabiliyor, okuyucularımıza ulaşabiliyor ve paylaşılmayı hakeden yazılara okur olabiliyoruz. Bu okur-yazar etkileşimi okumaya önem vermeyen toplumumuz açısında oldukça önemli ve gereklidir.

Tüm sosyal imleme sitelerine ve Tusul'a üstlendikleri ve başarıyla yerine getirdikleri bu sosyal görevleri için teşekkür ediyor çalışmalarında başarılar diliyorum.

Blog yazıyorsunuz ancak okunmuyor musunuz, yoksa siz halen Tusuldatmayanlardan mısınız?

Bir sonraki yazımda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »


Herkese Merhabalar,

Türkçe içerikli sosyal imleme sitelerimizden biri olan Oyyla makyajlanmış haliyle (v2) 15 Temmuz itibariyle karşımıza çıkmış bile. Biraz önce haberdar olduğum bu gelişmeyi de hemen siz sevgili okurlarımla paylaşmak istedim tabi. Gelişmeyle ilgili detaylı bilgiyi de Oyyla Blog'ta bu yazıda bulabilirsiniz.

Eğer bir blog yazarıysanız muhakkak sosyal imleme sitelerini kullanıyorsunuzdur ki halen kullanmıyorsanız ( ne duruyorsunuz :) ) zaman kaybetmeden sevgili Erhan'ın bu yazısına bir göz atın derim.


Oyyla benim en fazla kullandığım imleme sitelerinden birisi. Makyajlanmış tasarımı ve eklenen ek özellikler ile çok daha olgunlaşmış bir yapı çıkmış karşımıza. Tasarımsal olarak mavi renk tonlarının hakim hale geldiği Oyyla da kullanıma sunulan yeni özellikler ise şöyle;

- Anasayfaya "Bugün Çok Oyylananlar" kısmı eklenmiş.

- Bekleyenler sayfasına "En Çok Oyylanan Yazılar" kısmı eklenmiş.

- İstenilen zaman aralığında hangi yazıların en popüler olduğunun tam listesini görebilmek için “oyy sayısına göre sırala” seçeneği eklenmiş.

- İleti detay sayfasına da Google reklamları eklenmiş. Kişisel görüşüm keşke bu reklamlar sol menünün üzerine çıkmasaydı. Öncelik kolay kullanım olmalı yani.

Projeyi daha da olgunlaştıran bu yeni özellikleriyle ve makyajlanmış yeni yüzüyle, öncesine nazaran çok daha iyi bir Oyyla bizleri bekliyor. Bende davete icabet edip bu yazımı imlemeye gidiyorum, her zamanki gibi :)

Bir sonraki yazımda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.

Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Seçim bildirgeleri, bilişim ve Blograzzi derken ara verdiğimiz girişim incelemelerimize YouApp.Com ile devam ediyoruz.

Girişimcisi sevgili Hasan Toprakkaya'nın Webrazzi Forum'da "Kişileştirilebilir gereçler bütünü" konu başlığı ile bizlere duyurduğu ( duyuruyu okumanızı öneriyorum ) girişim ülkemiz internetinin gelişimi açısından gerçekten önemli ve yerinde bir girişim.

YouApp; Netvibes, Pageflakes ve iGoogle gibi global web projeleri ile aynı konseptte bulunuyor. Projenin detay bilgilerine, özelliklerine ve kademe kademe gelişimine YouApp Blog Sayfası'ndan ulaşabilirsiniz. Tabi sade, kolay, hızlı ve doyurucu bir web tecrübesi için YouApp'i bizzat kullanmanızı kesinlikle tavsiye ediyorum.

Tabi bu yazıyı okurken de sahip olduğu özellikler konusunda buradan önbilgi alma hakkınıza istinaden müsadenizle projede bulunan özellikleri de kısaca listelemek istiyorum;

- Öncelikle bana göre en önemli özelliği olan sade, kolay kullanılabilir ve hızlı arayüzünü belirtmeliyim.

- Böylesi bir arayüz için ise rakiplerde olduğu gibi html/javascript/ajax üçlüsü değil flash (as3) altyapısı kullanılmış. Bu da tasarıma gerçekten olumlu yansımış.

- İkinci önem verdiğim ve değerli bulduğum ayrıntı ise Türkçe içeriğin daha özgün bir şekilde sağlanabilmesi. YouAdd ile kendi sayfalarınıza Haber Kaynakları ( Gazeteler, Haber Siteleri, Bilişim, Eğlence, İş ve Bloglar ) ekleyebiliyor, dilerseniz listelerde olmayan takip ettiğiniz kaynağı da besleme ile rahatlıkla ekleyebiliyorsunuz.

Bu karegorilerdeki türkçe içeriğin daha da zenginleştirilmesi ile rakiplerinin önüne geçmesi adına önemli bir adım atılmış olacaktır.

- Haber okuyucularda ve eklenen beslemelerde resimlerle içerikte zenginlik sağlanmış. ( Bu kısımla ilgili yol haritasında düşünülen çok hoş işlevler mevcut. )

- Yine sayfanıza ekleyebileceğiniz Radyo gereci ile belli başlı radyoları dinyelebiliyorsunuz. Burada ülkemiz radyolarını da dinleyebilseydik çok hoş olurdu doğrusu.

- İngilizce ve Türkçe olmak üzere iki dil desteği bulunan YouApp iki dil içinde ayrı ayrı içerik kanalları sunuyor.

YouApp ile ilgili gelişmeleri YouApp Blog Sayfası'ndan yakından takip ediyor olacağım. Proje her ne kadar diğer rakiplerine göre işlev ve içerik bakımından zayıf gibi dursa da, daha henüz 0.2.1 sürümünde ve gördüğüm kadarı ile sürekli geliştiriliyor.

Değişen trendler ve gelen başarılı web projeleri ile birlikte alışkanlıklarımız değişiyor, açılış sayfalarımızın boş sayfa ya da Google değil YouApp gibi kişiselleştirilebilen sayfalar olması da değişen bu alışkanlıklarımızdan yanlızca birisi.

Başarılı bulduğum bu çizgilerde gidildiği taktirde, gelecek yeni işlevler ve içerik zenginleştirmeleriyle birlikte YouApp artık yeni açılış sayfamız olmaya aday gibi görünüyor. Siz ne dersiniz?

Bir sonraki yazımda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »


Herkese Merhabalar,

Gerçek hayatın yoğunluğundan sıyrılıp girişim incelemelerimize kaldığımız yerden isbuluyorum.com ile devam ediyoruz.

11 Haziran 2007 itibari ile tam 34 farklı kariyer sitesinin ilanlarına tek bir noktadan rahatlıkla ulaşabileceğimiz bir site isbuluyorum.com. Anasayfadaki tarih bazlı haberlere baktığımızda bu sayı giderek artacağa benziyor.

Sitede seçeceğiniz "anahtar kelime", "şehir" ve "hedef kariyer sitesi" kriterleriyle hedeflediğiniz ilanlara kolayca ulaşabiliyorsunuz. İlan sonuç listenizi kaydedip daha sonrası için saklayabiliyorsunuz. Kaydetme işlemi için ise üye olup sisteme giriş yapmanıza gerek kalmıyor. Yani "Aramalarım" kısmı için Çerez (Cookie) kullanılmış. Dolayısı ile bilgisayarınızdaki çerezleri sildiğinizde arama kayıtlarınızda kaybolacaktır. Bu nokta da İşBuluyorum ekibine basit te olsa bir üyelik sistemi ile üyelerin kayıtlarını ( aramalarım vb. ) veritabanında tutmasını tavsiye ediyorum.

Gelelim ilan detay sayfasına; ilgilendiğimiz bir ilanın detay sayfasına geldiğimizde ilanın sistem tarafından gerçek kaynağından otomatik alınmış versiyonu karşılıyor bizi. Bu sayfadan ilana başvuru yapabiliyorsunuz. Ayrıca çok güzel düşünülmüş biş işlev var ki; o da ilan sahibi şirketin bilgilerine ulaşmak için Google için hazırlanımş arama butonu. Sayfa daki içeriğin otomatik yapılandırılmasından kaynaklandığını düşündüğüm bozukluklardan da ( kelimelerin bitişikliği vb. ) bahsetmeden geçemeyeceğim tabi.

Site de KKTC'li vatandaşlarımız da unutulmamış Sol alttaki bayraklar yardımı ile geçiş yapabiliyorsunuz ülkeler arası. Ancak içerik eksikliğinden henüz arama yapılamıyor KKTC için. İlerleyen zamanlarda gerekli içeriklerin temini ile KKTC için iş ilanları da aranabilecek diye umuyorum.

Site de ayrıca "Girişimcilere İş Fikirleri" başlıklı bir bölümde mevcut. Zaman geçtikçe içerik olarak zenginleşeceğini umduğum bu bölümde ileride faydalı bir kaynak haline gelecektir.

İş ilanları için ortak bir çatı olma özelliğinde ki isbuluyorum.com bu yönüyle şüphesiz değer kazanacak bir servis olduğunu düşünüyorum. Ancak takip edilebilirliliğin daha kolay olması için gerekli hamlelerin de yapılması gerekiyor kesinlikle. Örneğin;
- aramaların uzun vadeli saklanabilmesi için üyelik sistemi ,
- ilanların sektör bazlı kategorilendirilmesi,
- yeni eklenecek ilanların kolay takibi takibi için RSS/Atom desteği,
- tasarımın Web 2.0 trendleri bakımından gözden geçirilmesi.

Bunlara benzer kullanıcıya güzel deneyimler yaşatacak işlevlerin de eklenmesiyle isbuluyorum.com, İK sektöründe değer oluşturacak ve yeni iş arayışında olanların işlerini bir hayli kolaylaştıracak çok faydalı bir servis neden olmasın?

Site tanıtımının hızlandırılması amacıyla ise ( bence ) doğru bir karar alınıp blogosfer hedef alınmış. Nasıl mı? Siz de bir Blog sahibi iseniz; isbuluyorum.com hakkında bloğunuzda yazı yazarak Cowon D2 kazanma şansını yakalayabilirsiniz. Bu yönüyle de blogosferde ayrı bir pazarlama bakış açısı tecrübe ettiğimizi söyleyebilirim.

Şahsen yeni bir iş arayışında olsam teker teker kariyer sitelerini gezmektense ilk adımda böyle bir servisten faydalanıp zaman kazanırdım diye düşünüyorum. Ya siz ne yapardınız?

Sonraki yazımda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.

Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Girişim incelemelerimize yine kaldığımız yerden devam ediyoruz elbette. Bu seferki konuğumuz geçtiğimiz günlerde yayın hayatına başlağını öğrendiğim Basit Sözlük
Basit Sözlük ile ilgili yorumlarıma geçmeden önce sadeliği ve nokta atışı ile kullanıcının sadece istediğini önüne sunan Google'ı hatırlatmak istiyorum sizlere. Neden acaba daha önceden beri var olan "zengin içerikli" Yahoo değilde Google bugün kategorisinde lider? Ne demek istediğimi açıkça anladınız sanırım. İşte felsefe olarak "sade bir şekilde nokta atışı ile kullanıcının sadece istediğini önüne sunma" anlayışını benimseyen ülkemizdeki çok az girişimden birisi gibi duruyor Basit Sözlük.

Web üzerinde kelime çevirisi için ziyaret ettiğiniz sözlükte hedefiniz sadece bir çeviri işlevidir, bunun haricinde kalan işlevler ise ancak sörf yaparken göz atabileceğiniz özelliklerdir. Kısacası asıl amaç kelimenin aradığınız dildeki anlamını bulmaktır. Tıpkı Basit Sözlük'teki gibi.

Sade ve hoş bir tasarımıyla bizi karşılayan Basit Sözlük şimdilik sadece Türkçe ve İngilizce için hizmet veriyor, bunu yaparkende yazdığınız kelimenin dilini seçmek zorunda değilsiniz, her iki dildeki sonuçlarda dökülüyo önünüze. Diğer dillere dektek verilip verilmeyeceği konusunu önümüzdeki süreçte takip ediyor olacağım ki, beklentim yine aynı sadelikte belli başlı diğer diller için de aynı hizmetin verilmesi açıkçası.

"Aradığınız kelimeyi içeren sonuçlar" ve "komik çeviri" gibi ana işlevin dışında olan iki işlev daha var ki ikiside kullanışlı ve hoş. Özellikle "Komik Çeviri" kısmında orjinal çeviriler sizi kopartmaya hazır. Dilerseniz sizde komik çeviriler ekleyebiliyorsunuz.

Peki ben her çeviri için Basit Sözlüğe gitmek zorunda mıyım? gibi bir endişeniz varsa tabiki buna zorunlu değilsiniz. Bu konuya çözüm olarak basit sözlüğü hızlı aramaya ekleyebiliyor ve hızlıca tarayıcınızı kullanarak direk arama sonucuna ulaşabiliyorsunuz.

Dilerim daha sonra eklenecek yeni işlevler ile, başarıyla sağlanan bu sadelik ve basitlik zarar görmez. Oldukça sade ve işlevsel olan Basit Sözlüğün daha şimdiden faydalı web araçlarımızdan birisi olmaya aday olduğunu görür gibiyim. Siz ne dersiniz?

Sonraki yazımda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.
Tekrar paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.

Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

İlgiyle takip ettiğimiz bloglardan birisi olan Webrazzi'nin sahibi Arda Kutsal, yeni bir girişimi ile karşımızda: Blograzzi.

31 Mayıs Perşembe günü Beta sürümüyle yayın hayatına başladığını kendi bloğunda ki ilk yazısı ile duyuran Blograzzi, kendini "kaliteli ve ilgi alanına uygun içeriğe zaman kaybetmeden ulaşmak isteyen Türk internet kullanıcısı için faydalı bir araç olması adına geliştirilmiş bir servis" olarak tanımlıyor Hakkımızda sayfasında. Yine aynı sayfada Blograzzi'nin çalışma mantığı hakkında detaylı bilgileri bulabilirsiniz.

Webrazzi'den zihnimize yerleşen "razzi" nin blog kelimesiyle birleşmesiyle oluşan "Blograzzi" ismi ilk duyduğumda hiçte yabancı gelmedi kulağıma. Bu yönüyle de başarılı bir isim seçilmiş. Tebrikler...


Arayüzünü oldukça sade ve işlevsel bulduğum Blograzzi, sahip olduğu "istatistiklere ve kullanıcı beğenilerine bağlı puanlama sistemi" ile ülkemizdeki diğer blog indexlerinden başaryıla ayrılıyor.


Sahip olduğu bir diğer işlev olan "blog karşılaştırma" işlevi ise hakakten güzel düşünülmüş faydalı bir araç niteliğinde.


İnternet üzerindeki hamlelerini merakla takip ettiğim Arda Kutsal; Webrazzi ve Webrazzi Forum hamlelerinden sonra Blograzzi hamlesiyle de gerekli ilgiyi başarıyla göreceğe benziyor. Öyle ki, servisin yayına başlamasının 3. günü itibariyle şimdiden sisteme 650 nin üzerinde seçkin blog eklenmiş bile. Bu da servisin ilerleyen zamanlardaki muhtemel popüleritesi hakkında sanırım yeterli ipuçlarını veriyor bize. Siz ne dersiniz?


Bir sonraki yazımda tekrar görüşene dek kendinize çok ama çok iyi davranın ve yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.

Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Öncelikle yoğunluktan dolayı belli bir süre siz sevgili okurlarımı yazılarımdan mahrum bıraktığım için özür diliyorum, bu özrün ardından hemen yeni konumuza giriş yapalım dilerseniz.


Konumuz; sloganı Öğrenci İşi Blog olan YtuBlog. Hakkımızda sayfasında yer alan içerik ise girişimin amacını açık olarak ortaya koyuyor;

"YtuBlog.Com, Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerine, mezunlarına, öğretim görevlilerine, çalışanlarına özel bir blog hizmetidir. Reklamsız ve stabildir. Yazılarınızı internette yayınlamanın en kolay yoludur. Sizlerin isteği doğrultusunda her geçen gün gelişmektedir. Yazılar için herhangi bir sınırlama yoktur. Resim ve müzik dosyaları için 250 mb limitimiz vardır. Kısacası sizin için herşeyi düşündük. Size sadece kaydolmak ve yazı yazmaya başlamak kalıyor.

Eğer daha önce başka bir ücretsiz serviste blogunuz varsa sizi de düşündük. Kaydolduktan sonra tek yapmanız gereken kendi panelinizden “Yönet” bölümüne oradan da “İçe Aktar” menusu ile diğer servislerdeki yazılarınızı alabilirsiniz."

Üniversiteye özel ücretsiz bloglama servislerinin ülkemizde ki ilk örneklerinden olan YtuBlog, Davutpasha.Com' un destekleri ile hayata geçmiş bir girişim.

Ana fikri ve oluşumu itibariyle oldukça başarılı bulduğum YtuBlog'a internet hayatında başarılar diliyorum. Darısı diğer üniversitelerdeki öğretim görevlilerimizin, öğrencilerimizin ve mezunlarımızın başına.

Not: Ayrıca buna benzer bildiğiniz başka üniversitelerimizin blog servisleri varsa paylaşmanızı rica ediyorum.

Güncelleme 1: Oluşumun bir benzeri İtuBlog da yayında.

Tekrar Görüşmek Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.

Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Blog dünyasından çok iyi tanıdığımız Nahnu ve arkadaşları olan Eloy ve Abacus tarafından yayına alınan Blog Kazanı kaynamaya başladı bile.

Projenin amaç ve misyonu, "Nedir" sayfasında;

"Türkçe yazan blogların oluşturduğu blog küre her geçen gün yeni bloglarla ve yeni blog okurları ile büyümesini sürdürüyor. Hak verirsiniz ki böylesine hızlı gelişen bir akışı takip etmek ve içinden kayda değer olanları çıkarmak çok zor, ama imkansız değil.

İşte blog kazanı hem Türkçe içerikli bloglardaki kaliteli içeriği ortaya çıkarmak, blog kültürünün gelişimini not almak ve okurlarını internet kullanıcılarını bloglardan, blog yazarlarından ve blog okurlarından haberdar etmek için hemen ve şimdi yayında."

şeklinde ifade edilmiş. Bu ifadeyi sevgili Nahnu bloğunda "ilgi gösterip, ilgi çekmek" şeklinde özetlemiş.

Blog Kazanı hedeflenildiği gibi gerçekten kısa sürede yüksek katılım gördü ve tabiri caizse "dakika 1 gol 1" başarısını yakaladı adeta. Belli bir doyum noktasına kadar ilginin ve başarının artarak devam edeceğini düşünüyorum. Çünkü felsefe ve yapılan iş orjinal.

Katılım miktarı belli bir doyuma ulaştıktan sonra ise, her an yeni gelecek katılımlar ile de, güzel ve doyurucu bir blog kazanı bizleri karşılıyor olacak. Biz kullanıcılara da birer kepçe alıp beğendiğimiz blogları tabağımıza koymak düşüyor.

Hepimize şimdiden afiyet olsun ;)

Tekrar Görüşmek Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.

Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Geçenlerde rastladığım ve ancak yazma fırsatı bulduğum bir sosyal ağdan bahsetmek istiyoruz sizlere:



Sevgili Mert Ulaş'ın Ning altyapısını kullanarak oluşturduğu bir ağ bu. Blog yazarları arasındaki sosyal ağ bağlamındaki iletişim kopukluğunu farkedip böyle bir düşünceyi harekete geçirdiği için kendisine teşekkür ediyorum. Hakkaten güzel ve akıl dolu bir düşünce olmuş bu.

Bu güzel girişimini ilk defa bloğunda duyurduğu yazı ise bu olmuş.

Eğer bir sosyal ağ girişimi düşüncesine sahipseniz mutlaka Okyanus Ötesi'ndeki bu yorumu okuyun derim. Kendisi yerinde bulduğum gerekli ikazları yapmış bile.

Halen bu sosyal ağdan haberiniz yoksa ve bir blog yazarıysanız sizi hemen böyle alalım; Türk Blog Yazarları

Tekrar Görüşmek Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Hayatımız öyle değişiken ki, karşılaştığımız başka başka kavramlara, çok farklı olgulara hergün bir yenisi ekleniyor. İnternet te artık hayatımızın vazgeçilemez yapıtaşlarından biri olma yönünde emin adımlarla ilerliyor. Hayatımızla birlikte değişiyor ve gelişiyor, hemde giderek artan bir ivme ile hızlanarak. Tıkpı teknoloji gibi yani. Zaten internet de teknolojinin hayatımıza olan izdüşümlerinden biri değil mi?

Evet, internet sürekli gelişiyor ve değişiyor dedik. Bu değişim öyleki, hergün yeni trendeleri ve yeni kavramları getiriyor hayatımıza. İnternetle olan birlikteliliği 3-4 yılı aşanlarınız farkedecektir internetin ne denli değiştiğini ve geliştiğini. Evet, günümüz internetindeki bu değişimlere, yeni trendlere ve kavramlara genel olarak Web 2.0 diyoruz. Web 2.0 nedir ne değildiri teknik olarak yorumlamak gibi bir üsluba tabiki kalkışmayacağım. Web 2.0 'ın benim için genel olarak ne ifade ettiğini paylaşıyorum sizlerle.

Gelelim asıl konumuza, yani Onpunto'ya. Gelir paylaşım modeli Web 2.0' ın içesinde yer bulan ve ülkemizde gerçekten yeni yeni filizlenen ( bahar mevsimindeki gibi verimli bir filizlenme olacak gibi ) bir model. Yurtdışındaki örneklerin başarısının gören kurumsal ve bireysel girişimcilerimiz bu modelin üzerine daha da gidecek gibi görünüyor. Nitekim, sevgili Arda Kutsal bu model hakkında bloğunda yazdığıdı yazısında bu yönelmenin sinyallerini vermişti bile Eylül 2006'da.

Doğan Grubu bünyesinde bulunan Onpunto, tam olarak gelir paylaşım modelini uygulayan başarılı bir girişim olarak yer ediniyor kendisinise internetimizde. Bu alanda PilliNetwork'ü zaten biliyoruz. Teknoloji içerikli zamazing.org, fotoğrafçılıkla ilgili 3ayak.org, merak edilen konularla ilgili hafif.org, internet ve tasarımla ilgili bildirgec.org, dizi filmlerle ilgili 22dakika.org, torpilli.com, yenimecra.org, 10marifet.org ve ucandaire.org adlı web gişimleri ile ülkemizde bu alandaki boşluğu doldurma gayreti içerisindeki bir diğer oyuncu Pilli Network.

Onpunto, içerik olarak tamamen kulanıcıları tarafından oluşturulan bir sisteme sahip. Üye olarak yazdığınız bir yazıyı etiketleyerek daha kolay ulaşılabilir bir hale getirebiliyorsunuz. Editörler seçtikleri üye yazılarını anasayfaya, manşetlere ve ilgili kategorilere taşıyarak yön veriyor içerik gelişimine. Bu noktada devreye giren gelir paylaşım modeli, kaliteli, seviyeli ve doyurucu yazılar için kullanıcıları teşvik ediyor. Böylece sistem içerik olarak yüksek kaliteye yaklaşıyor. Onpunto'nun Gelir Paylaşım metodolojisi hakkında daha detaylı bilgiye buradan erişebilirsiniz.

Kısacası, Onpunto ( üzerine kurulduğu gelir paylaşım modeli ) sayesinde; kendiniz için oluşturduğunuz Onpunto blogunuzda, uzman olduğunuz ya da yorumlarınızı paylaşmak istediğiniz konularda yazılarınızı yazıyorsunuz. Yazınız incelenerek sistemde editörlerin kanısı ile hakettiği yere konumlandırılıyor. Gerisi okurlarınıza kalıyor. Onlar okudukça ve puanladıkça yazılarınızı, siz fikirlerinizi paylaşmanın yanısıra ilgiye göre gelir elde ediyorsunuz. Peki sistem sahipleri buradan ne kazanıyor diye sorarsanız, yüksek sayıda online üye, çok yüksek sayılarda ziyaretçi ve bunların sonucu olarak ta alınan reklamlar... Bunlarda harcanan emeklerin doğal olarak geri dönüşü oluyor tabiki.

Öyle yada böyle ülkemizde yeni yeni canlanan bu model oldukça başarılı olacak gibi görünüyor. Öyleki blog yazma olgusunun giderek popülerleştiği günümüzde, blog yazarak gelir elde etmeyi vaad eden bu model ülkemizde de gereken ilgiyi fazlasıyla görecektir. Tabi ki vaad edilen paylaşım sağlandığı ve insanlar kandırılmadığı sürece. Siz ne dersiniz?

Tekrar Görüşmek Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla...
Devamını Okuyun »

Tekrar Merhabalar,

Google Earth ile ilgili bir araştırma yaparken rastladığım ve çok hoşuma giden bir hizmeti paylaşmak istiyorum sizlerle; İstanbul Earth ( İstanbul Şehir Rehberi ).

Şuan test aşamasında olduğunu öğrendiğim İstanbul Earth, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Bilgi İşlem Müdürülüğü mühendislerince yapılan 6 aylık bir çalışmanın sonucu. Projede 1/5000 ölçekli yüksek çözünürlüklü 4 milyon adet hava fotoğrafı kullanılmış. Bu sayede rehbere, İstanbul’a ait yaklaşık 1,5 milyon bina, 80 bin sokak-cadde bilgisi konumlandırılmış. Ayrıca rehber kullanılarak, aranılan yerin hava fotoğraflarına adres girilerek ulaşılabiliyorsunuz.

Rehberde en çok hoşuma giden noktalardan birisi; İstanbul’un önemli kültür, sanat ve spor merkezlerinin de belirtilmasi, yangın, trafik kazası, yol çalışması, doğalgaz arızası gibi olayların nerede meydana geldiği eşzamanlı olarak duyurulacak olması. Ayrıca vatandaşlar olarak güncel olaylarla ilgili şikayetlerimizi de bildirebileceğiz. Rehberdeki görüntüleri, e-mail yoluyla paylaşabiliyor olmamızda başka bir güzel nokta.

Yazının başında da belirttiğim gibi proje henüz test aşamasında ama sistemin tam olarak hizmete girmesi bu ay içerisinde mümkün olacakmış.

Burada benim dikkat çekmek istediğim nokta e-devlet projelerine bir yenisinin daha eklenmesi, üstelik google earth gibi hayranlıkla incelediğimiz bir uygulamaya rakip olarak ( sadece İstanbul için ) konumlanması. Yukarıda saydığım özellikler tamamen hizmete girdğinde bence istanbul için google earth yerine İstanbul Earth kullanmamız için hiç bir neden kalmıyor.

Darısı diğer tüm illerimizin başına.

Tekrar Görüşmek Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla...

Kaynaklar;
- Haber7
- İnternet Haber
- NTV Msnbc
Devamını Okuyun »


Herkese Merhabalar,

Mailime yeni düşen bir TechCrunch mailinde dikkatimi çeken bir web 2.0 girişimini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yenilenmiş arayüzü ile henüz beta aşamasında olan gör ve bul mantığındaki bu girşimin adı Quintura. Quintura bir arama motoru, ama bildiklerimizden öyle farklı ve güzel düşünülmüş ki beni bu yazımı yazmaya itti.

Yeni bir web girşimi yapmaya girişsek ve bu da arama motoru olsa, herhalde çoğumuz; tıkpı google gibi sade ve hızlı bir arayüz oluşturmaya çalışırdık. İşte Quintura burada farkını ortaya koyuyor. Web 2.0 dan alışık olduğumuz etiket kavramını; "etiket bulutları" haline getirerek herbir etiketi bir arama kriteri haline dönüştürüyor. Her etiket ile ilişkilililerinin de görünüvermesi bulut kavramını doyuruyor sanki. Dahası istediğiniz etiketi aramak için yapmanız gereken tek şey etiket üzerinde beklemek. Kullanılan altyapısı sayesinde "onmouseover" olunan etiket ile ilgili sonuçlar hemen yanda listeleniyor. Olduki etiketleri birlikte kullanmak istiyorsunuz, o zaman da sabit kalmasını istediğiniz etiketleri tıklamak sureti ile istediğiniz farklı kombinasyonlara ulaşabiliyorsunuz. Açıkçası yapıyı biraz karmaşık bulmama rağmen iyi bir pazarlama stratejisi ile bu karmaşıklığın doğrabileceği etkiler aşılabilir diye düşünüyorum. Öyle ki; ürün kadar ürünün sunuş biçimi de ürünün kaderini belirliyor. Şunu da belirtmeliyim ki; siteyi ilk gezişimde kendimi onmouseover mantığına çok fazla kaptırmış olduğumdan olsa gerek sonuçlardan birinin üzerine gelip safyanın açılmasını bekledim :). Quintura' nın bana bu hissi hissettirmesi bu yazıyı yazmamdaki bir diğer etken oldu. Çünkü alışık olmadığım bir reaksiyon göstermiştim. Yine dikkat çeken noktalardan bazıları da arama sonuçlarını kayededebilme, e-mail ile paylaşabilme gibi işlevlerin bulunması.

TechCrunch'taki ilgili makaleye yapılan yorumlarda eleştirilen bir noktaya burada da değinmek istiyorum. Bu nokta da; arama işlevi için Yahoo alt yapısının kullanılması. Zaten sonuç listesinin hemen altında "Powered by Yahoo XML" linkini rahatlıkla görebiliyorsunuz. Tabi bu noktada hakkaten insan düşünmeden edemiyor; böyle bir girişim tamamıyla başka bir projeye bağımlı kalmalı mı? Benim bu konudaki düşüncem tabiki hayır ama, sanırım bu bağımlılığın avantaj ve dezavantajlarını ilerleyen zaman dilimlerinde daha iyi görebileceğiz.

Quintura beta haliyle arama motorları içerisinde yeni bir soluk getireceğe benziyor. Klasik google yaklaşımı bir arama motoru yerine daha görsel ve daha etkileyici bir arama motorunu bize vaad ediyor . Tabi bu nokta da aramalarda getirilen sonuçların kalitesi de elbette önemli. Yahoo'nun yeni optimizasyonlara gitmesi ya da gitmemesi, atacağı her stratejik adım direkt olarak bu girişimi de etkileyeceğe benziyor.

Üzerinde durmak istediğim bir diğer nokta da yine yorumlarda site admin(ler)ince değinilen yeni eklenecek işlevler. Bunlar; aranan etiket bulutlarının kullanıcılara özel hale getirilebilmesi, kullanıcıya özel yeni etiket bulutları oluşturulabilmesi ve kaydedilebilmesi gibi kullanıcı odaklılığı sağlayacak web2.0 işlevleri. Ayrıca Quintura'nın daha hızlı yaygınlaşması için fonksiyonalitelerinin bloglara ve diğer sitelere taşınabilmesini sağlamak ta (tıpkı google gibi ) düşünülen bir diğer fonksiyonalite.

Bu kadar yorumdan sonra sizi girişimi incelemeye ve görüşlerinizi paylaşmaya davet ediyorum. Umuyorum ki, yeni gişirimleriniz için ufkunuzu açacak bişeyler bulacaksınız.

Tekrar Görüşmek Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla...
Devamını Okuyun »