Kişisel Paylaşım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kişisel Paylaşım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster



Bildiğiniz köy derneklerinde bile "hizmet ve birlik beraberlik telaşı" yerine "siyasi çekişme ve rant telaşı" oluyorsa; vay bu ülkemin haline!

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek, siz yine de hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi ve yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin.

Selam ve Dua ile.
Devamını Okuyun »

Bir son dakika gelişmesiyle karşınızdayım. Türk Girişimci harika bir iyileşme yöntemi keşfetti! Nasıl mı?..

Türk girişimci İdris C. (30) hava değişimlerinin mahvettiği solunum yolları rahatsızlığını; dinlenmeye fırsat bulamadığı için ayakta geçirdiğini belirtti. İlaçlarını kullandığını belirten İdris C. şunları söylüyor; 

"Hastalık vs herhangi bir durum bir girişimciyi yıldıramaz. Bende baktım işlerin biteceği yok, yatarak yetiştiremeyeceğim; ilaçlarımı kullandım ve çalışmaya, koşturmaya devam ettim. Sonuç olarak (soğuk algınlığında) iyileşmede koşturarak çalışmanın dinlenmekten daha etkili olduğu keşfimi buradan kamoyuna açıklamak istiyorum."

Not: yeni uyanmadım, sabah 8'den beri ayaktayım.

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, her şeye rağmen yüzünüzden gülümsemeyi ve yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin ;)

Selam ve Dua ile.
Devamını Okuyun »

Çok iyi ürünlerle çok kaliteli hizmet veren firmalarımız var. Ancak markalaşma ve bilinirlik gibi konulara yeterince efor harcamıyorlar ne yazık ki. Sonra elin global markası geliyor yerel pazarımızı da domine ediyor. Global markalara elbette karşı değilim. Ancak yerel oyuncularımızın olduğu bir alanda, markalaşamadığı için global oyuncularla rekabet edemeyen ve ölen firmalarımız çok var. Bu firmalar bizim kaybolan değerlerimiz, yurtdışına giden sermayelerimiz ne yazık ki.

Şimdi nereden esti bu konu diyeceksiniz. Az önce BüroMa'nın ( ) Merter mağazasından alışveriş yaptım. İnanın Office1'dan hiçbir eksikleri yok. Belli saatler arasında olmak kaydıyla telefonla bile sipariş alıp kapıya getirebiliyorlarmış. Office1'dan hiçbir eksikleri yok derken, tabi ki markalaşma ve bilinirlik haricinde.

'yi incelemenizi ve yolunuz düşerse mağazalarını muhakkak ziyaret edip, mukayese etmenizi bir öneririm. Anlatmak istediklerimi o zaman daha iyi anlayacaksınız.


Not: Yazı tanıtım yazısı değil, farkındalık oluşturma amaçlı bir paylaşım yazısıdır.

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi ve yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin.

Selamlar, Sevgiler.
İdris Cin.
Devamını Okuyun »


Bu kadar sık gündem değişikliğine, bu kadar curcunaya rağmen işine dört elle sarılan girişimcilerin ülkesidir benim Canım Türkiyem.

Helal olsun "helal ekmeğinin" peşinden koşan herkese..
Selamların en güzeliyle Selam olsun birde! :)

Resim: Zeycan Alkış

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi ve yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin ;)

Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »

Sizler bizim, ulusumuzun, dahası dünyamızın geleceklerisiniz. Yapacağınız her şeyde ama her şeyde Hakk'ı ve adaleti gözeterek, benliğinizi unutmadan yeteneklerinizi ve üretkenliğinizi daima geliştirin. Çünkü geleceğin dünyasını sizler kuracaksınız. Ve sizler, dünyanın gıpta ettiği, bu toplumun en girişimci nesli olacaksınız.

Bayramınız kutlu olsun! ;)

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi ve yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin ;)

Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »

Öğlen sularında, 2005 yılında ilk iş deneyimimde çalıştığım departmandan sorumlu olan yöneticimi bir proje için rahatsız edecektim. Aradan 5 yıl geçmesine rağmen arada bir çeşitli bahaneler ile etkileşim halindeydik. Kendisini rahatsız etmeden, doğru argümanları toplamak adına internette kısa süreli bir araştırma yapıyordum hakkında ki; haber sitelerinde vefat haberiyle karşılaştım. 2011 Kasım ayında bir trafik kazasında hayatını kaybetmiş. Sevdiğim, örnek aldığım bir abimdi. Allah rahmet eylesin, taksiratını affetsin inşâAllah..

Aklınıza hiç gelmediği bir anda karşılaşıyoruz ölümle. Bir gün bizde karşılaşacağız. Ve yine bir gün birisi de bize ulaşmaya çalışacak ve ulaşamayacak. Sonra aynı duaları bizim içinde yapacak..Bu kadar net..



Paylaşmak istedim sadece..
Bugün var, yarın yokuz.. Rabbim taksiratımızı affetsin..

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek, o da kısmet olursa bu yalan dünyada, hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi ve yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin.

Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Evet, Yüzyılın En Büyük Dava Adamlarından Birisi O.

Ruhun şad, mekanın cennet olsun ey Türk İslam Dünyasının Dava Adamı; Rauf Denktaş. Rabbim seni cennetine koysun, içimizden senin gibi dava adamları çıkarsın.

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi ve yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin..

Yüce Rabbimiz de, başımızdan böyle dava adamlarını eksik etmesin.
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »



Sular yükselince, balıklar karıncaları yer,
Sular çekilince de karıncalar balıkları yer.
Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir,
Çünkü kimin kimi yiyeceğine.. “Suyun akışı” karar verir.

Bir Afrika Atasözü

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi ve yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin ;)

Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Bizim gibi bir can taşıyorlar ve bu dünyada bizim kadar yaşama hakkında sahipler! Onlar için bu yaz boyunca evlerimizin işyerlerimizin önünde/etrafında "Bir Kap Su Bulunduralım".

Su her canlı için yaşamdır. Haydi! Bu gün bir can kurtaralım!

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi ve yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin ;)

Allah rızası için çevrenizle paylaşınız.
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »



Geçmişinden ders al, ama takılma,
Hayal kur, geleceği planla, ama abartma,
Koskoca ömürler bile şimdilerden ibaret..
An'a odaklan.. Şimdi'leri kaçırma!..

An'laştık mı? ;)

Hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi ve yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin ;)

Selam ve Sevgi ile,
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Malum kış mevsimindeyiz.. Ve böyle havalarda dışarıda kalmak, dışarıda uyumak zorunda/durumunda olan insanların var olduğunu biliyoruz..Hemde biz evimizin içinde ısınmaya çalışırken..

İşte böylesi buz gibi havalarda dışarıda bir evsiz gördüğümüzde lütfen bulunduğumuz/yaşadığımız şehrin ilgili kurumlarına/birimlerine haber verelim.. En azından evsiz insanlarımızın donmaktan kurtulmalarına ve sıcak uyku uyumalarına vesile olalım..


İşte şehir bazında haber verebileceğimiz kurumların telefon numaraları;

Adana Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0322 458 84 24
Adıyaman Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0416 216 10 82
Afyon Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0272 213 19 83
Ağrı Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0472 215 24 99
Amasya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0358 218 49 83
Ankara Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0312 418 66 62
Antalya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0242 243 44 75
Artvin Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0466 212 10 69
Aydın Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0256 214 50 36
Balıkesir Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0266 249 29 73
Bilecik Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0228 212 20 37
Bingöl Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0426 213 15 40
Bitlis Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0434 226 50 00
Bolu Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0374 217 70 05
Burdur Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0248 233 53 28
Bursa Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0224 327 76 45
Çanakkale Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0286 217 15 70
Çankırı Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0376 212 29 43
Çorum Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0364 224 65 32
Denizli Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0258 265 47 06
Diyarbakır Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0412 223 01 44
Edirne Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0284 212 73 09
Elazığ Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0424 218 15 73
Erzincan Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0446 214 38 47
Erzurum Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0442 234 15 41
Eskişehir Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0222 217 46 05
Gaziantep Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0342 231 65 22
Giresun Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0454 215 75 35
Gümüşhane Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0456 213 59 71
Hakkari Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0438 211 99 19
Hatay Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0326 216 10 89
Isparta Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0246 223 49 40
İçel Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0324 231 12 55
İstanbul Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0212 455 13 00
İzmir Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0232 445 71 83
Kars Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0474 212 69 10
Kastamonu Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0366 212 42 62
Kayseri Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0352 221 34 91
Kırklareli Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0288 214 30 80
Kırşehir Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0386 262 11 67
Kocaeli Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0262 322 39 82
Konya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0332 320 64 41
Kütahya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0274 223 02 32
Malatya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0422 323 09 09
Manisa Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0236 231 10 01
Kahramanmaraş Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0344 215 86 47
Mardin Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0482 212 44 79
Muğla Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0252 214 12 40
Muş Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0436 212 90 56
Nevşehir Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0384 213 38 21
Niğde Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0388 232 34 86
Ordu Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0452 225 01 61
Rize Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0464 213 04 04
Sakarya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0264 277 36 92
Samsun Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0362 435 59 45
Siirt Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0484 224 66 49
Sinop Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0368 261 52 27
Sivas Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0346 224 26 53
Tekirdağ Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0282 261 12 88
Tokat Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0356 212 51 14
Trabzon Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0462 230 21 34
Tunceli Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0428 212 12 77
Şanlıurfa Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0414 312 94 86
Uşak Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0276 223 98 27
Van Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0432 212 11 38
Yozgat Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0354 212 10 47
Zonduldak Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0372 252 04 17
Aksaray Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0382 212 46 78
Bayburt Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0458 211 46 01
Karaman Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0338 214 02 22
Kırıkkale Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0318 224 27 25
Batman Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0488 214 27 42
Şırnak Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0486 216 29 83
Bartın Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0378 227 30 38
Ardahan Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0478 211 57 77
Iğdır Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0476 227 15 02
Yalova Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0226 811 11 04
Karabük Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0370 415 61 51
Kilis Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0348 813 25 48
Osmaniye Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0328 825 01 61
Düzce Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0380 512 09 32

*Tüm il telefonlarını tek tek bulup facebook'tan paylaşan Murat Cem Kasım isimli arkadaşımıza verdiği destek için buradan teşekkür ediyorum.

Duyarlı olalım ve merhamet edelim ki; Nihai Sual de merhamet umabilelim.. 

Şimdi, yaşadığınız şehirdeki birim/kurum telefonunu gerektiğinde kullanabilmek adına telefonunuza kaydedelim ve kullanalım..

Evsiz kalmak kimsenin kendi isteği olmasa gerek.. Hem de böylesi havalarda..

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi ve yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin ;)

Sevgiler, Selamlar
Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »

Selamlar Sevgili Dostlar,

Sizleri yeni web girişimimizden haberdar etmek istiyorum. Yaklaşık 1 yıl önce katıldığım bir girişimcilik eğitim programında farkettiğim bir ihtiyaca yönelik böyle bir haber kaynağı oluşturma fikri parlamıştı aklımda. Nihayet zaman ayırıp, eski mesai arkadaşlarım olan Erdem Öztürk ve Hasan Turgut Özdemir ile birlikte fikrimizi hayata geçirme gayretine koyulduk ve duyurmak bugüne nasip oldu! :) Tam da ne tesadüftür ki bugün; Global Girişimcilik Haftasının ilk günü :)

"Girişim Dünyasının Haber Kaynağı" sloganıyla yayına açtığımız Girişim Haber nihayet yayında!..
Aslında ismi ve sloganı gayet açık ve net, ama yine de Girişim Haber nedir, ne işe yarar, ne yapmak istiyoruz diye bahsetmek isterim.

"Girişim dünyasında olup biten hemen her gelişmeyi öğrenebileceğimiz tek bir kaynak ihtiyacı" ile hazırladık Girişim Haber’i.

Sektör bağımsız olarak yayın yapan Girişim Haber, sadece internet değil diğer tüm sektörlerdeki girişimsel gelişmelerden sizleri haberdar etmekle yükümlüdür. İhtiyaç olarak tespit ettiğimiz “tüm girişimsel haberlerin tek kaynakta sunulması” eksikliğinde”; siz değerli girişimcilerimizin karşısına Girişim Haber olarak biz çıkıyoruz.

Eğer sizde bir girişim sahibiyseniz ya da Girişim Dünyası'nı ilgilendirebilecek bir haberim var diyorsanız Girişim Haber ekibini haberdar edin. İnceleyelim ve biz de Girişim Dünyası'nı  haberdar edelim.

Girişim Haber'in girişimcilerimiz ve yatırımcılarımız başta olmak üzere tüm girişim dünyamız için faydalı ve hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Takibe alın, takipte kalın..

www.girisimhaber.com

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi ve yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin ;)

Selamlar, Saygılar..
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Daha önce okuma fırsatı bulduğum bu e-postayı blogumda sizlerle de paylaşmak istedim. Zira paylaşılmayacak gibi değil dostlar..

... 
 
Şu an saat gece 01.46. Tarih 20 Ağustos 2010 ve dışarıda bardaktan boşanırcasına değil sanki kova ile dökülürcesine yağmur var. Biz biliyoruz ki bu yağmur Pakistan’da yine bir yerleri götürdü ve götürüyor. Yarın sabah okuyacağız haberlerde Pakistan medyasından..Bir haftadan beri ÇARE DERNEĞİ adına yardım çalışmalarında bulunmak üzere sel bölgesindeyiz. Fakat öyle bir felaket ki ne anlatılır ne de düşünülebilir. 20 günden beri bir insanın bile hala uğrayamadığı yerleşim merkezleri var. İşin en garibi de Ramazan ayındayız ve dün Pakistan yerel haberlerinde okuduğumuz bir haber yürekleri dağlıyor : “Dün 6 kişi açlıktan öldü.” İşte insanlığın bittiği ve sözün tükendiği an..Bizler evimizde dünden kalan yemekleri nasıl hallederiz de yeni yemekler yapabiliriz endişesinde iken kardeş ülke dediğimiz Pakistan’da durumlar böyle..

Jhank şehrine gitmeye karar verdik. Gidip durumu yerinde tespit edip çalışmalarımızı ona göre yapalım dedik. Oraya vardığımızda su seviyesinden ve de yolların tamamen sular altında kalmasından dolayı musibetzedelerin bulunduğu bölgeye geçemedik. Daryai Jehlem nehri kıyılarında bulunan Shahpur şehrine gittik. Bu nehir yakınlarında bulunan köyleri ziyaret ettik. İftar programlarımız oldu. Kumanyalar dağıttık. Ama bizim yaptığımız ve diğer gönüllü derneklerin yapmış oldukları çalışmalar devede kulak misali.. Felaket o kadar büyük ve o kadar geniş bir alana yayılmış ki tarif etmek hakikaten çok zor.

Son durumları kısaca hülasa edeyim;

02 Ağustos’ta ilk sel felaketi haberleri gelmeye başladı. Ülkenin kuzeyinden başlayan felaket güneye doğru kaymaya başladı. Her gün yeni bir yerleşim merkezinin sular altında kaldığını duyuyoruz. 2 gün önce Kod Addu şehri tamamen sular altında kaldı. En yakınındaki kuru bölgeye 5-6 saat uzaklıkta.

Sarhad bölgesinde yani NWFP denilen eyalette 20 gün önce meydana gelen sellerin açtığı yaralar hala kapatılamamış.

Jhang Şehri o kadar sular altında ki ; insanların sığınmış oldukları adacıklara helikopterler ile yapılan az bir miktarda yardımdan başka hiçbir yardım ulaşmamış. Sadece GEO TV haber amaçlı oraya gidebilmiş. 4-5 bin insan oralarda gıdasız, susuz, barınaksız, herhangi bir tıbbi yardımın olmadığı o yerlerde ne yerler ne içerler bilinmez.

Sind Eyaletinde yağmur hala devam ediyor. Had-Sad-Nai Barajı taşmış. Etrafındaki köyler tamamen sular altında. Halk başka şehirlere sevk edilmiş. Kara yolları zaten görünmüyor. Tren yollarının altındaki istinad malzemeleri sel ile beraber gitmiş. Sadece demir raylar görünüyor.

Suhdad-Kot ve Kabu-Said şehirlerinde yüzlerce köy sular altında. Dadu ve Moro Şehirlerinde yollar tamamen bozulmuş. 3 gün boyunca gidilecek hiçbir yol yok. Sadece helikopterler ile ulaşılabiliyor. Gilgit bölgesinde 3-4 gün önce yıldırım düşmesi sonucu 60 kişi vefat etmiş ve bunların büyük çoğunluğunu çocuklar teşkil ediyor. Kod-Addu şehrinde binlerce kişi aç-susuz adacıklarda yardım bekliyor. Daryai Jehlem kenarlarındaki tüm köyler yine sular altında. Nehirler 100 metre kadar genişlemiş durumda. Halk bulabilirlerse şehirler arası yol kenarlarında ve tren yolları kenarlarında kendi imkanları ile yerleşmiş çadırsız olarak kalmaktalar.

Bizler bu Daryai Jehlem nehri kenarlarındaki bu köylerde iftarlar verdik. Kumanyalar dağıttık. Aman Allah’ım ! Millet ne kadar aç ve perişan durumda görmek lazım.. Yemek alacak kap bulamıyorlar. Sarığını açmış bunun içerisine doldur diyenler mi, giymiş olduğu entarisinin ucunu bize uzatıp onunla yemek alanları mı.. bilmiyorum hangisini anlatayım.

Bir evi, birkaç hayvanı, 6 -7 tane çocuğu ve biraz da ekebileceği arazileri olan bu gariban köylülerin şimdi her şeyleri sular altında. Ne yapsınlar şimdi ?

İşin en garibi de hükümet hala hiçbir şey yapmıyor. Halk isyanlarda. Sadece asker çalışıyor. Helikopterler ile her yere ulaşmaya çalışıyorlar. Gönüllü vakıf ve dernekler ve yardım kuruluşları ve halk kendi imkanları nisbetinde koşturuyorlar. Fakat nereye kadar.

Yaklaşık 5000 köy sular altında. 5500’den fazla okul yıkılmış ve yaklaşık 5000 tanesine de mağdur halk yerleştirilmiş. 1300 tane de sağlık merkezi yine sular altında kalmış vaziyette.

Asıl korkulan bundan sonrası. Çünkü halk aç, susuz, ilaç yok, doktor yok. Kolera ve diğer salgın hastalıklar her an başlamak üzere. 3,5 milyon çocuk su ve sudan meydana gelen hastalıkların pençesinde. Uzmanların ifadelerine göre günlük sadece 2 milyon dolar su ihtiyacını karşılamak üzere gerekli para miktarı. Çok acil olarak 500 milyon dolar paraya ihtiyaç var.

Tüm Pakistan’ın %20 ekili arazileri sular altında. Pamuk arazilerinin yine %20’si sellerden zarar gördü.

Yani Pakistan kurulduğundan beri tarihinin en büyük felaketini yaşıyor.

Gelin hep beraber en yakın dostumuz ve müttefiğimiz olan kardeş Pakistan için yardım edelim. “Biz Türkiye’den geliyoruz” deyince bizi ayakta karşılayan bu kardeş insanlar için her şeyimizi feda etmekten çekinmeyelim.

Tüm dernek, vakıf ve resmi kurumlarımız ile Pakistan’ı kucaklayalım.

Çare derneği olarak hazırladığımız proje ve faaliyetlerimizi birkaç gün içerisinde tekrar sizinle paylaşacağız inşallah.

Allah’a emanet olun.

www.care.org.tr

M. DOĞAN

ÇARE YARDIMLAŞMA VE KALKINMA DERNEĞİ
İSLAMABAD-PAKİSTAN


...


İmtihandayız Dostlar.. 

Hayat imtihanının bir başka bölümü olarak karşımıza çıkıyor Pakistan Seli ve yaşananlar.. Asıl imtihanı Pakistanlı kardeşlerimiz yaşıyor tabi ki; "Şükür ve Sabır İmtihanı"..

Peki ya bizler ? Bizler de imtihandayız dostlar; "Şükür ve Merhamet İmtihanı".. Vicdanlarımızın imtihanı.. Böyle durumlarda "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz." Hadis-i Şerifiyle bizzat muhatabız dostlar.. Ama, bu muhatabiyetin yüklemiş olduğu sorumlulukla birlikte; "Rabbim, fani dünya hayatımda elimden geldiğince merhamet ettim/ediyorum, yardım ettim/ediyorum. Sen de bana merhamet et, hesabımı görürken Sen de bana yardım et." duasını edebilme ve af-merhamet istemeye yüz bulma fırsatından biriyle karı karşıyayız dostlar.. 

Şu hayatımızı "daha güzel" yaşayabilmek için hangi harcamalardan çekinmiyoruz ki?.. Oysa Pakistanlı kardeşlerimiz şu sıralar yaşayamıyorlar bile.. Yapacağımız yardımlar ile bir süreliğine de olsa kardeşlerimizin karınlarının doymasına, susuzluklarının giderilmesine ya da hastalıklarına ilaç olarak hayatta kalmalarına vesile olabiliriz. Kısaca şu mübarek Ramazan'da onların hayatta kalmaları için gerekli en temel ihtiyaçlarını gidermelerine vesile olabiliriz...

Haydi dostlar..! Bu fırsatı değerlendirelim. Bu sınavda boş kağıt vermeyelim, en azından bir şeyler karalayalım inşaallah..

http://www.basbakanlik.gov.tr/Forms/pHelpPakistan.aspx
http://www.diyanet.gov.tr/turkish/dy/Diyanet-Isleri-Baskanligi-Duyuru-7161.aspx
http://www.kizilay.org.tr/index1.php
http://www.ihh.org.tr
http://www.kimseyokmu.org.tr/kampanya84-pakistan-sel-kampanyasi.htm
http://www.cansuyu.org.tr/tr/
http://www.care.org.tr/yeni/index.php?sid=105

Rabbim hepimizin yar ver yardımcısı olsun..Selamların en güzeli üzerinize olsun.

Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Vatan istediler. Olur, veririz dedik, Vatanı vereceğiz sandılar.. Biz size vatan değil, Vatan uğruna canımızı veririz demek istedik.!

Vatan istediler. Bizim değil ki dedik. Vatanı sahipsiz sandılar,
Biz, bu vatan sahipsiz demedik, Biz, bu vatanın emanetcisiyiz demek istedik.!

Vatan istediler. Şimdimi dedik. Pazarlık yapıyoruz sandılar, Biz, pazarlık yapalım demedik, Ecelinize bu kadar erkenmi susadınız demek istedik.!

Vatan istediler. Alın dedik. Bizi kendileri gibi dönek sandılar.. Biz, alında sizin olsun demedik, alabiliyorsanız alında görelim demek istedik.!

Vatan istediler. Vatan verilir mi dedik, Bizi vatansız sandılar, Biz size bu vatan yalnızca bizim demedik, Bu vatan Türküm diyen herkesin vatanıdır demek istedik.!

Ama siz anlamadınız.. 

ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ..!

Duygularımı ifade eden bir alıntıdır.

Üzerine çok şey yazılır da, sadece şunu yazayım; anlamamakta ısrara devam ederlerse, sabrımızı denemeye devam ederlerse, Allah'ın izniyle seve seve anlatırız adama. İnanmayan bu milletin geçmişine bir baksın..

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek "her şeye rağmen" hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi ve yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin.

Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Sevgiler, Saygılar.
Devamını Okuyun »


Merhaba sevgili dostlar,

Uzunca süredir kişisel paylaşımlarda bulunduğum blogumda içerik ayrımına gitmeye karar verdim.

Bir süredir gönlümden kopan, aşk, sevgi ve inanç gibi manevi odaklı kişisel paylaşımlarımı Yâren @ Blog adlı blogumda bloglamaya başladım.

Burada ise; hayata dair diğer tespit, tecrübe, analiz ve paylaşımlarımı içeren makale tadında yazılar ile paylaşımlarıma devam etmeyi düşünüyorum.

Tüm değerli okurlarımın bilgi ve ilgisine.. ;)

Sonraki yazılarımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi ve yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin ;)

Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Öğrenmenin de maliyeti vardır; önceden öğrenenler indirimli fiyattan öğrenir.. Otoriteden öğrenenler özgürlük bedeliyle öğrenir.. Deneyerek öğrenenler etiket fiyatından öğrenir.. Hayattan öğrenenler gecikme zammıyla öğrenir.. Hayattan da öğrenemeyenler; boşa gitmiş hayatlarıyla öğrenirler...

Arthur Miller.

Kaynak: http://www.rumimevlevi.com

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi ve yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin ;)

Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »



SAAT ONİKİ

Karanlığımın örselenmiş
Ve tükenmiş kimliğinden yazıyorum.
Merhaba çocuk;
Kaldırım taşlarına baktığımız
Esmer Ankara’nın yüzümüzü kavurduğu
Dudaklarımızı çatlattığı
Gözlerimizi doldurduğu
Bir çok gidişin ardına yaşanan
Ağlanan bir gecenin hapsinden yazıyorum.
Gidişinle mi başlayacaktı
Kalbimin yeniden kanaması?..
Ve özlemin beni böyle çırılçıplak
Bir yangının ortasına mı bırakacaktı?..
Öyle çok yoruldum ki çocuk.
Bu kaçıncı sensiz gece?..
Saymadım adını koymadım
Ve öylesine değiştim ki
Görsen hem kaçar hem ağlarsın
Ben bu ayrılığı anlamadım çocuk.
Hala karanlık odamı aydınlatan
Bir elmanın yarısı sen yarısı ben olan
Siyah beyaz bir hatıranın fotoğrafı baş ucumda.
Cebimde burnunu sildiğin o üç kuruşluk peçete
Yakut misali yanıp duruyor kalbimin üstünde
Ve ben kalemi kağıdı elinde hasrete pervane
Seninde dediğin gibi yaramaz bir şairim yine
Dizlerine başımı koymayı
Başını dizlerime koymanı özledim
Öyle çok özledim ki özlemden öte.
Aslını sorarsan kalbini kırmak değil 
İncitmek seni asla!..
Yemin ederim niyetim ağlatmak değil.
Bütün sözlerim; çıkmazlara sokan yokluğuna
Bu karanlık odanın içine bırakan hatıralarına
Ve dahası bir kere sesini duyamayışımadır…
Öfke değil, nefret değil
Benimkisi hüzün sadece sevdiğim…
Sigaramın katranında boğuluyorum 
Senden benden kalan o mum yarasına
Dudaklarımı gömüyorum.
Sonra acı içinde geceye sönüyorum
Yoksun yaa… Gelmiyorsun yaa… Uzaksın yaa
Yokluğunun ağır bedeli darbedir…
Gidişinle açılan büyük çukur
Devrimdir kalbimde…
Seni söylerim Ankara gecelerine…
Saat onikiye beş var.
İdamımı vermişim
Asmışım kendimi yalnızlığına
Az sonra kapım çalacak
Ve son arzun diyecek Azrail
Bir yudum sen diyeceğim
Nerden bileceksin sevdiceğim
Gelmezsen öleceğim…
Şimdi kırık ezgiler yankılanır odamda
Hatta malum olur kalbimin ölüm marşları.
Bir sessizlik olur sonra sallanır başım
Yakar senide sallanışım o batasıca İstanbul’da.
Adı diyorum adı batasıca İstanbul.
Ölesim tek geçmiş bir kaç satırda
Gelde bitsin diyeceğim
Yoksun be sevdiceğim…
Şimdi ağlarım
Dokunsan kanarım
Şimdi nasılsın desen
Volkan olur patlarım.
Sorma ne haldeyim neredeyim?
Ben kimim?..
Kimliğimi tarif eden
Yüzümü gösteren
O kahrolasıcası yüzümü diyorum
Aynalardan uzaktayım sevdiğim…
Karanlığın içine ince yaram düştü
Sen yoktun her yan kırmızıya döndü.
Görmezdin sezmedin bilmezdin ki.
Herkes gitti, o rutubetli odamda
Kafam sigara dumanı içinde
İçime sensizliği sindirmeye çalışıyorum
Ve biliyor musun bunu yapamayacağımı bile bile
Seni içimden silip atmaya çalışıyorum…
Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum
Hoşçakal iki gözüm; saat on iki.

Murat İnce


Sözlerindeki duygu yoğunluğu ve Murat İnce'nin güçlü yorumuyla son zamanlarda en çok beğendiğim ve en sık dinlediğim (http://fizy.com/s/1agqit) şiir çalışmalarından birisi Saat Onİki şiiri.

Zaten son zamanlarda şiir dünyasının büyüsüne kapıldım gidiyorum sevgili dostlar..  Dinlemek, yazmak ve yorumlamak derken tutku haline de dönüşebilir belkide bu güzel hobi :)  Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.. :)

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi ve yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin ;)

Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


Yemen İllerinde Bir Anne Sevgisi

Yemen civarında, "Karn" adı verilen bir köy vardı. Veysel Karânî (Uveys el-Karânî) hazretleri o köyde yaşar, geçimini çobanlık yaparak temin ederdi. Hasta, âmâ ve ihtiyar annesinden başka kimsesi yoktu. Onu çok sever, hizmetinde hiç kusur etmezdi.

Veysel Karanî, Peygamber Efendimiz'in peygamber olduğunu ve İslâm Dîni'ni yaymaya başladığını duymuş ve onu görmeden îmân etmişti. Fakat İki cihan güneşi Efendimiz'i dünya gözüyle göremediği için sahâbî olamamıştı.

Veysel Karânî hazretlerinin, müslüman olduktan sonra, Allâh Rasûlü'ne olan muhabbeti her geçen gün artmış ve artık tahammül edilmez bir seviyeye ulaşmıştı. Bir tek dileği vardı; Allâh elçisinin gül yüzünü görmek. Ondan sonra ölse bile gam değildi. Fakat Yemen ile Medîne arası çok uzaktı. Üstelik kendisini tamamen annesinin hizmetine vermişti, ihtiyar annesinden ayrılacak durumda değildi. Birgün annesinin dizlerine kapanıp gözyaşları içinde izin istedi;

- "Ne olur anneciğim, izin ver de gidip Sevgili Peygamberimiz'i göreyim, sesini duyayım!"

Annesi, oğlunun bu yalvarışına dayanamadı;

- "Peki yavrum, git! Ancak, Peygamberimiz'in kapısına kadar varacak, eğer evinde ise görüp hemen geri döneceksin!" dedi.

Veysel Karânî, bu kadarına da râzı olup hemen yola çıktı. Yol uzun, çöl ıssız, güneş de ortalığı kavuruyordu. Üveys, koşarcasına gidiyor, bir an önce Sevgili Peygamberimiz'e kavuşmak ve O'nun nûr yüzünü görmek istiyordu. Haftalarca yürüdü ve nihayet Medîne-i Münevvere'ye ulaştı. Heyecan içindeydi. Hemen Peygamber Efendimiz'in evini sordu. Ona gösterdiler. Eve gidip kapıyı vurdu. Hafifçe aralanan kapıdan bir kadın sesi duyuldu. Bu Peygamberimiz'in sevgili hanımı Hazret-i Âişe idi.

Veysel Karânî:

- "Ben Yemen'in Karn köyünden geliyorum. Adıma Üveys derler. Allâh Rasûlü'nü ziyâret etmek istemiştim." dedi. Hazret-i Âişe Vâlidemiz cevap verdi:

- "Ne yazık ki, Peygamberimiz evde değil. O'nu ancak mescidde bulabilirsiniz."

Üveys'in başına sanki dünyalar yıkılmıştı. Annesine verdiği sözü hatırladı. Eğer Peygamberimiz'i evde bulamazsa hemen geri dönmesi gerekiyordu.

- "Peygamberimiz'e selâmımı söyleyiniz." dedi. "O'nun gül yüzünü görmek için Yemen'den gelmiştim. Fakat kısmet değilmiş. Lütfen kendisine selâmımı arz edip geldiğimi söyleyiniz. Sevgisiyle yaşadığımı, canımdan çok sevdiğimi arz ediniz."

Veysel Karânî hazretleri gözü yaşlı, gönlü mahzûn olarak geri döndü. Çölü aşarak memleketine vardı.

Peygamber Efendimiz eve döndüğünde kapıda Üveys'den kalan nûru görerek Hazret-i Âişe'ye kimin geldiğini sordu. Hazret-i Âişe de; Yemen'den Üveys adında bir gencin geldiğini, ancak annesine verdiği sözden dolayı geri dönmek zorunda kaldığını söyledi. 

Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz O'nu medhederek:

- "Üveys, sahâbîlerimden sonra gelen insanların en hayırlısıdır." buyurdu.

Veysel Karânî Hazretleri, annesinin vefâtını müteâkip Mekke'de hac vazîfesini îfâ edip Medîne'ye geldi. O sırada Peygamber Efendimiz de âhirete irtihâl buyurmuşlardı. Veysel Karânî, Ravza-i Mutahhara'ya vardı.    Efendimiz'in türbesini görünce kendinden geçerek bayılıp düştü. Ayılınca, O'nsuz oralarda yaşamaya dayanamayacağını anlayarak tekrar Yemen'e döndü.

Hazret-i Ömer, halîfeliği zamanında Hazret-i Ali ile birlikte, Peygamber Efendimiz'in kendilerine emânet olarak bıraktığı Hırka-i saâdeti, Veysel Karânî'ye vermek üzere Kûfe'ye geldiler. Onun bulunduğu yere giderek emâneti teslîm ettiler. Veysel Karânî de; Hırka-i şerîfi büyük bir hürmetle aldı, onu öptü, kokladı ve yüzüne-gözüne sürdü ve dua etti.

Bu Hırka-i Şerîf, nesilden nesile Osmanlılara kadar geldi. Sultan Abdülmecîd Han, bu Hırka-i şerîf için Fâtih civarında Hırka-i Şerîf Câmii'ni yaptırdı. Müslümanların her sene Ramazan ayında teberrüken ziyaret ettikleri    Hırka-i Şerîf de bu câmidedir.

Ömrünü Allâh Teâlâ'ya ibâdet, itâat ve zühd ile geçiren Veysel Karânî hazretleri, Hazret-i Ali'nin halîfeliği zamanına yetişti. O'na tâbi olarak Sıffîn muhârebesine katıldı ve bu muhârebede şehîd olarak Hakk'a kavuştu.

Cenâb-ı Hakk bizlere; Veysel Karânî Hazretleri gibi, annelerimize itâat ve hizmet etmeyi nasip eylesin ve şefâatlerine nâil buyursun!

Kaynak: Şebnem Dergisi

Veysel Karânî Hazretlerinin annesine olan bağlılığını ve Peygamberimiz Hazreti Muhammed'e (s.a.v.) olan muhabbetini çoğu defa okumuş, duymuş yada izlemişsinizdir. 

Hatırlayıp örnekler almak bağlamında "Anneler Günü" münasebetiyle blogumda bu güzel yazıya yer vermek istedim.

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin ;)

Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »

Malzemeler:

1 adet lekesiz gönül.
1 adet açık yürek.
500 gram güler yüz.
250 gram tatlı dil.
100 gram hürmet.
1 çorba kaşığı sevgi.
1 çay kaşığı hoşgörü.
1 su bardağı iyi niyet.
1 tutam samimiyet.
1 Ölçek dürüstlük.
Göz kararı saygı.

Hazırlanışı:

Gönülü duygu tasına atıp güler yüz ile karıştır. Ağzında yumuşattığın tatlı dili üzerine ilave ederken, sevgi ve saygıyı ince ince üzerine ekele. Hürmet, iyi niyet ve hoşgörüden meydana gelen şurubu da buna kat. Samimiyet ölçüsünde parçalara bölerek dürüstçe hayata diz ve yüreğinde pişmesini bekle. Yüreğinde pişirdiğin bu sevgi tatlısını karnın acıkınca değil, ruhun acıkınca ye.


Nette sevgi üzerine rastladığım, çok hoşuma giden harika paylaşımlardan birisi :) Siz değerli okurlarımla da paylaşayım dedim ;)

Bu reçete içinde, bence en önemlisi lekesiz gönüle karşılık verebilecek açık bir yürek.. Yoksa o olmadan hazırladığınız sevgi tatlısının üzerine acı sos ekip tek başınıza yemek durumunda da kalabilirsiniz.. 

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi, yüreğinizden sevgiyi eksik etmeyin eksik etmeyin ;)

Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »


"Müminde Stres Olmaz" diyordu bir Psikiyatr. Cümle, çok iddialı bulunmuştu.

Kur'an Kıssalarına eğildikçe, insanın yaşayabileceği bütün sıkıntıları Nebi ve Rasüllerin yaşadığını gördü. Onlar bütün belalara rağmen ilahi huzuru yakalamışlardı.

Kur'an'a bir de bu gözle bakmalıydı. Kıssalara göz gezdirdi, çekilen eziyetlere işaretler koydu:

-Yusuf (a.s.), kardeşlerinin hasedi sonucu kuyuya atılmış, esir pazarlarında satılmış, iftiraya uğramış, hapislerde yıllamış, babasına, kardeşine hasret kalmış ama yılmamıştı.

Ümidin, tevekkülün ödülü olarak Mısır'a sultan oldu.''Derdim çok'' diyen hangi insan, Yusuf (a.s.) kadar bela çekmiş olabilirdi?. .

-Yakup (a.s.), 40 sene evlat hasretiyle kavrulmuş, ağlamaktan âmâ olmuş, ümit kesmeden Rabbine yönelmiş, hem gözleri açılmış, hem de evladına kavuşmuştu.

-İsa (a.s.), en yakın talebelerinden biri tarafından arkadan vuruluyor, ihanete uğruyordu.

-Zekeriyya (a.s.), kavmi tarafından öldürülmek üzere kovalanmış, bir ağaç kovuğuna sığınmış ama testere ile biçilmekten kurtulamamıştı. Testere ile bedeni biçilen Zekeriyya'dan çıkan tek ses: ''Huuuu, Huuuu, Huuuu'' idi.

-Nuh'a (a.s.) öz oğlu bile iman etmemişti.

-Lut (a.s.), tebliğinde yalnız kalırken, fitne grupları ile işbirliği yapan; aynı yatağı paylaştığı karısı idi!..

-Tertemiz bir genç kızken Meryem'in ( a.s.) iffetine dil uzatılıyordu. İftira ve hakarete uğrayan Meryem, sırlı bir Rasüle anne; gelecek nesillere örnek-mucize bir hanım oluyordu.

Kadından Rasül-Nebi yoktu ama Allah (c.c.) Meryem'e Cebrail'ini yolluyor, vahiy Meryem'den doğuyordu!...

-Eyyub (a.s.), deve - koyun sürüleri sahibi iken ağır bir illetle yatağa düşüyor, tüm servetini yitiriyordu. Etrafında kimse kalmamış, dışlanmış, insanlar, iniltilerinden rahatsız olmamak için Onu karısı ile bir tepe üzerinde yalnız konaklamaya mecbur etmişti.Sabrının ödülü olarak şifa bulan, 70'inden sonra delikanlı gibi ayağa kalkan da yine Eyyub'tu...

-Musa (a.s.), kavmi ile birlikte uzun bir sürgün yasamıştı.Mutlulukları için çırpındığı kavmi mucizeye şahit olduğu halde iman etmiyor, en zor anlarda Musa'yı ( a.s.) yalnız bırakıyordu.

-Kainatın Efendisi Hz.Muhammed ( s.a.v) doğmadan önce babadan yetim, altı yaşında, hem de bir yolculukta anneden öksüz kalmış, 8 yaşında dedesini kaybetmiş, tebliğinin ilk yıllarında karısı ve amcasının ölümleriyle sarsılmıştı.

Kendi kavmince hakaret, aşağılama, ambargo, dışlama, taciz etme vb sıkıntıları çekmekle kalmayıp memleketinden ayrılmak durumunda kalan da O (s.a.v.) idi.

Ömrü savaşlarla geçmiş, buğday bir yana arpa ekmeğine karnı doymamıştı.''Ahh Mekke'' dediği çok olurdu.Rasül gurbette yaşamış, gurbete defnedilmişti.

Şimdi siz bütün bunlardan sonra hala ''Moralim bozuk, hayattan zevk almıyorum, stresteyim'' mi diyorsunuz?

Pes yani!..

Kur'an gibi kitabınız, o kitapta onlarca Rasül ve Nebiniz, Kainat Güneşi gibi Önderiniz olacak da stresteyim diyeceksiniz öyle mi?..

Yakışıyor mu size?!..

Kıssaları yeniden okuyun!...

Tarih okur gibi değil, kendinizi Rasül-Nebilerin yerine koyarak, sahnede başrol oynadığınızı düşünerek, olayın içine girerek okuyun.

Göreceksiniz ne stres kalacak, ne de sıkıntı!..

Sabrın, tevekkülün, teslimiyetin eminliği ile huzur müjdesi alacaksınız.

Niye mi bu kadar iddialıyım? Ben değil, böyle olacağını Allah söylüyor:

"Sabredenleri müjdele!...O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: "Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz." derler. İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır."

( Bakara - 155, 156, 157 )

Mehmet Doğramacı.


Bir gönül dostumdan gelen bu maili siz değerli okurlarımla da paylaşmak istedim.. Doğru yolu bulanlardan olmak dileğiyle..

Sonraki paylaşımlarımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin ;)

Allah'a (c.c.) Emanetsiniz..
Devamını Okuyun »