Herkese Merhabalar,
Her zaman imrenmişimdir Fransa, Almanya gibi ülkelere sırf kendi dillerine sımsıkı sahip çıktıları için. Yine aynı zamanda da yakınmışımdır niye kendi dilimize sahip çıkmıyoruz, güzel türkçemize yaşatmak adına atılımlarda bulunmuyoruz diye.
İğneyi başkalarına batırmadan çuvaldızı kendime batırmak istiyorum öncelikle. Günlük hayatımda, gerek özel gerekse iş yaşantımda yabancı kelime özentisi ya da ağız alışkanlığı bende de var maalesef az da olsa. Bunu gidermemin sanırım en iyi yolu da dikkat etmek ve kullandığım kelimelerin türkçesini iyice kavramak ve bunları kullanmaya kendimi zorlamak olacak. Umarım kısa sürede bende bu yabancı kelime özentisinden kurtulurum.
Şimdi başlık ile bu anlattıklarımın arasındaki bağlantıyı merak ettiğinizi hisseder gibiyim ve hemen konuya girelim dilerseniz.
"Bütün Dünya Buna İnansa, Bir İnansa..." kelime disizi hatırlayacağınız üzere eski bir şarkıdan bir kuple ve bugün özel bir televizyon kanalında rastladığım bir olimpiyatın kapanış şarkısı.
Uluslararası Türkçe Olimpiyatlarının 5. sinden bahsediyorum elbette. Olimpiyatlar tamamlandığını ve 100 ün üzerinde ülkeden katılan yarışmacı kardeşlerimizden dereceye girenler hediyelerini aldıklarını öğrendim finalde. Keşke bu olaydan daha önce haberdar olsaydım ve sizinle de daha önce paylaşabilseydim.
Yarışma finalinin çok azını izlememe rağmen yaşadığım duyguları ve gururu inanın tarif edemiyorum. Düşünsenize 100 den fazla ülkeden gelen genç nesiller sizin dilinizi güzel konuşmak için yarışıyor. Yazımın girişinde bahsettiğim imreniş ve yakarış düşüncelerim öylesine rahatladı ve kendine geldiki bu organizasyon ile. Demek ki bizde dilimize sahip çıkıyoruz, hatta sahip çıkmadan öte diğer insanları da bu güzelliğin içerisine çekiyoruz. Emeği geçen herkese sevgilerimi, saygılarımı ve tebriklerimi sunuyorum buradan.
Bütün bu sağduyulu gayretleri görünce bloğumda buna yer vermeyi ve sizlerle paylaşmayı kendime görev bildim kendime, ayrıca artık kendi adıma daha da dikkatli davranıyor olacağım güzel türkçeme.
Bu güzel ve gerekli organizasyon ile ilgili tüm bilgilere ve ilgili videolara buradan ulaşabilirsizin. Kesinlikle kendinizi mahrum etmeyin, inanın kendinizi olduğunuzdan daha iyi hissedeceksiniz.
Umarım önümüzdeki sene 6.sı düzenlenecek olan organizasyon için aynı güzellikte bir de internet kampanyası düzenlenir. Bu sene ki organizasyonun tek eksiği de bu olsa gerek.
Sonraki yazımda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.
Tekrar paylaşmak üzere,
Sevgi ve Saygılarımla.
Yazınızın girişini o kadar çok begendim ki anlatamam.Ben de blogumda elimden geldigi kadar kendi dilimde yazmaya dikkat ediyorum..Ama o kadar cevrelemişki bizi bu özentilik ve esirlik, anlamlı ya da anlamsız da olsa kullanıyorıuz işte.Mesela beni en çok üzen durumlardan biri şudur, hemen hemen hepimiz veda anlarında "bye" kelimesini kullanıyoruz.Yahuuu bizim kendi dilimizde veda sözcükleri o kadar güzel ki neden bu anlamsız kelimeyi kullanırız bilmem.Hoşcakal, kelimisini düşünür müsünüz lütfen?Bu kadar güzel temenniler içeren kelime yerine "bye" gibi ne anlama geldigi belli olmayan kelimeler kullanıyoruz....
Lütfen dilimize ve değerlerimize sahip çıkalım.