Kişisel Paylaşım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kişisel Paylaşım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


Hiç kalp kırdınız mı veya kalbinizi kıran oldu mu? Sanıyorum insan oğluna özgü duygular bunlar. Zira başka hiçbir canlıda böyle bir duygunun var olduğuna inanmıyorum. Evinizde beslediğiniz bir köpeğe kızarsınız, söylenirsiniz hatta yeri gelir bir tekme atarsınız, fakat yine de o size asla darılmaz. Kısa bir süre sonra sizi gördüğünde sevgiyle kuyruğunu sallar, sevgi dolu gözlerle bakar.

Biz insanlarda durum başka. Kalbiniz kırıldığında tüm herşeyi unutursunuz, o olay sanki dünyanın en kötü olayıdır. Dünya başınıza yıkılmıştır. O insanı bir daha affetmemeyi düşünürsünüz. Onunla olan tüm iyi anılar birdenbire silinmiştir hafızalardan. Belki şok olmuşsunuzdur, böyle bir hareket beklememişsinizdir ondan. Ama olan olmuş, kırılan kırılmıştır.

Yıllar önce Malatya'da huzur evinde bir yaşlı ile sohbet ediyordum. Zaten oldum olası yaşlı insanları severim. Anıları çok olur onların. Şiire meraklı bir ihtiyardı, hemen ayak üstü dörtlükler uyduruveren bir ihtiyarcık. Sohbet sırasında derin bir iç çekerek;

"Kırma dostun kalbini,
Onaracak ustası yok.
Soldurma gönül çiçeğini,
Sulamaya ibrik yok."

demişti.


Sevgiyle bakan, artık iyice çukura kaçmış gözlerinde bir an parıldayan bir damla yaş gördüm. Belki geçmişte yapılan bir yanlışı anımsamıştı. Zaten yine onunla cezalar, kanunlar, hapishaneler üzerine yaptığımız bir söyleşide;
"Cezaevleri boşuna. En güçlü cezaevleri vicdanımızdır. Vicdanın rahat olmadıktan sonra suçun affedilmiş, özgür kalmışsın ne çare? Vicdanın olmadıktan sonra en berbat mapus damlarının sana faydası ne?" demişti.

O günden sonra davranışlarıma, sözlerime, sosyal ilişkilerime daha bir dikkat eder oldum. İnsanları kırmamayı, kırılsam da kırmamayı ilke edinir oldum. Bazen bilmeyerek de olsa birilerini kırdıysam ve o kırdığım insan bunu bana hatırlatırsa, o vicdan azabı bana zaten yeter. O insanı tekrar kazanabilmek için şartlar ne kadar zor olsa da yine de denemeyi göze alırım. İhtiyarın dediği gibi "Onaracak ustası yok" olmasına rağmen, usta titizliğinde olmasa da çıraklık mertebesinde çaba gösteririm. (Her ne kadar bazen karşımdaki tarafından aptal yerine konulsam da)

Günümüz insanı daha gerçekçi, sosyal ilişkiler hep karşılıklı çıkarlar ile donanımlı. Kalp kırılmış, kırılmamış, dostluklar bitmiş, bitmemiş önemi yok. Önemli olan o günü kâr ile kapatabilmek. Dostum bana küsmüş, küserse küssün,onun bileceği bir iş mantığı hakim.

En güzeli geçmişte kalan dostluk değerlerine sahip çıkmak, birbirimize daha saygılı, daha hoşgörülü yaklaşabilmek, hepsinden önemlisi kişilere karşı içimizdeki o kahrolası önyargıyı yok edebilmek.

Kalp kıran insanların nasıl bir ruh yapısına sahip olduklarını çok düşünmüşümdür. Galiba onlar hayatlarında kendilerine hiç değer verilmemiş, sevilmemiş, öz güvenlerini kaybetmiş zavallılar.
Karşınızdaki insanın iyi niyetini aptallık olarak görüyorsanız inanın siz aptalsınızdır. Kalbinizi inciten insanlara karşı kırıcı olmadan cevap verebilmek, çok sağlıklı bir ruh yapısının ve her yönüyle güçlü bir kişiliğin ürünüdür.

Herşeye rağmen kalp kırmayı ilke edinmiş ve bunu üstünlük sayanları da vicdanlarıyla başbaşa bırakıp yollarının açık olmasını dileyelim...

Yukarıdaki yazılanlar mailime gelen bir yazıdan alıntıdır. Son günlerdeki ruh halimi ve düşüncelerimi bire bir yansıttığı için siz değerli okurlarımla paylaşma ihtiyacı duydum.

Sonraki yazımda tekrar görüşene dek (her türlü kırılmaya rağmen) hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin :)

Tekrar Paylaşmak Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »


Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg ( Zümrüd-ü Anka ya da Phoenix ),
Bilgi Ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Bu kuşun özelliği gözyaşlarının şifalı olması
ve
yanarak kül olmak suretiyle ölmesi, sonra kendi küllerinden yeniden dirilmesidir...

Kuşlar Simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş.
Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg'u bekler dururlarmış.
Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.

Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş.
Simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte
Simurg'un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.

Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı'nın tepesindeymiş.
Oraya varmak için ise yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş, hepsi birbirinden çetin yedi vadi...
İstek, aşk, marifet, istisna, tevhid, hayret ve yokluk vadileri...

Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar.
İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler.
Yorulanlar ve düşenler olmuş...

"Aşk Denizi"nden geçmişler önce...". "Ayrılık Vadisi"nden uçmuşlar...".
"Hırs Ovası"nı aşıp, "Kıskançlık Gölü"ne sapmışlar...
Kuşların kimi "Aşk Denizi"ne dalmış, kimi "Ayrılık Vadisi"nde kopmuş sürüden...
Kimi hırslanıp düşmüş ovaya, kimi kıskanıp batmış göle...

Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp.
Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş. (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış)
Kartal, yükseklerdeki krallığını bırakamamış. Baykuş yıkıntılarını özlemiş. Balıkçıl kuşu bataklığını.

Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.
Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi "Şaşkınlık" ve sonuncusu Yedinci Vadi "Yokoluş"ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş...
Kaf Dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.


Sonunda sırrı, sözcükler çözmüş: Farsça "si", "otuz" demektir... murg" ise "kuş"...

Simurg'un yuvasını bulunca ögrenmişler ki; "Simurg - otuz kuş" demekmiş.
Onların hepsi Simurg'muş. Her biri de Simurg'muş.
30 kuş anlamış ki, aradıkları sultan kendileridir ve gerçek yolculuk kendine yapılan yolculuktur.

Simurg Anka'yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yok oluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız.

Şimdi kendi gökyüzünüzde uçmak zamanıdır...

Kaynak: Anonim

Sonraki yazımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar Paylaşmak Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Çalıştığım firmada görev aldığım bir web projesi için "kullanılabilirlik" üzerine detaylı bir araştırma yapmam gerekti. Araştırma sırasında ortaya güzel bir kaynak listesi çıktığını görünce de sizlerle paylaşmak istedim bu listeyi. İşte web projelerinde kullanılabilirlik üzerine harika bilgiler bulabileceğiniz yazılar ve siteler;

Yazılar/Makaleler
Siteler/Bloglar
Kitaplar
Not: Listelemeler alfabetik sırayla yapılmıştır.

Listede olmayan, ama olmalı/bilinmeli dediğiniz kaynakları (yazı/makale/site/blog/kitap) yorum olarak paylaşabilirseniz listeye ekleyeceğim.

Sonraki yazımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar Paylaşmak Üzere,
Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Önümüzdeki günlerde kutlayacağımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için çok güzel bir fikir düşünülmüş ve www.23nisanblog.com adresinde bir sosyal sorumluluk projesi olarak projelendirilmiş.



Tüm blog yazarı arkadaşlarımızı projeye katılmaya davet ediyorum. Çünkü çocuklarımıza yani geleceğimizi emanet edeceğimiz yeni nesile yazmayı ve okumayı sevdirebilirsek geleceğimiz için çok anlamlı ve çok güçlü bir adım atmış oluruz. Aksi taktirde halen uğraşılmayacak sorunlarla uğraşan, el aya giderken halen yaya giden bir toplum olmaktan sıyrılamayacağız :(

Peki bu blog 23 Nisan'da kimin olacak?

Evet bu yazıyı okuyan çocuklarımıza sesleniyorum :) 23 Nisan da blogumda yazar olmak ister misiniz? Bunun için16 yaşından küçük olduğunuza beni ikna edecek bilgilerinizi İletişim sayfamdaki forumdan göndermeniz , benimle iletişime geçmeniz yeterli.

Merak ediyorum, kaç gerçek başvuru gelecek. İkna edici bir başvurunun gelmeme ihtimali de var tabi ki; bu durumda çevremdeki/yakınlarımdaki bir "geceleğin yazarını" blogumda yazması için teşvik/ikna ediyor olacağım :)

Sözün Özü?

23 NİSAN'DA BU BLOG BENİM fikrini/projesini/kampanyasını destekleyelim, desteklemeyenleri uyaralım :)

Sonraki yazımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar Paylaşmak Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

İşte Mart ayında rastlayıp okuduğum, en çok beğendiğim ve "iyi ki okudum" dediğim 10 blog yazısı;

1-) Faili Meçhul Kıyak!

2-) Yazılım Mühendisi’nin Şerefi

3-) 10 adımda internet girişimcisi olmak

4-) Güle Güle...

5-) HAYATIN 90/10 SIRRI

6-) Bir Hattat ve Sanatı

7-) Hürriyet Web Sitesi Nasıl Olmalı?

8-) Ücretli Çalışmak mı, Kendi İşini Yapmak mı?

9-) İçimdeki Blog Sevgisi

10-) Bayan Blogcular en iyileri

Sonraki yazımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi ve bir faili meçhul kıyak yapmayı ihmal etmeyin ;)

Tekrar Paylaşmak Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla

Devamını Okuyun »

Merhaba Sevgili Okurlarım,

Sizlerle çok beğendiğim bir fikir akımını, bir iyilik akımını paylaşmak istiyorum: Faili Meçhul Kıyak (FMK) !

Blog küremizin değerli bloglarından olan Fikir Atölyesi'nin değerli yazarı, güzel insan Tunç Kılınç tarafından başlatılan bir hareket FMK.

Hareket ile ilgili yazı ve video linklerini aşağıda paylaşıyorum. Lütfen okuyun, izleyin ve çevrenizdeki insanlarla paylaşın, evet bunu yapın ! :)

Blog Yazısı: Faili Meçhul Kıyak!

Haber Videosu:


Beyaz Show Videosu:


Siz de bir Faili Meçhul Kıyak yapın, hayattan zevk alın, çevrenizdeki insanların da hayattan zevk almasını sağlayın :)

Sonraki yazımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar Paylaşmak Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Blog küremizin arka bahçesi FriendFeed de bir girdi ile "Sık sık kullandığımız, online tool diyebileceğimiz web araçlarını ve işlevlerini" yazdığımız bir liste oluşturduk. Değerli katılımlarla ortaya çıkan bu listeyi buradan da siz sevgili okurlarımla paylaşmak istedim.


Buyrun bu da linkimiz : http://friendfeed.com/e/01f5c0a8-92e1-4966-bb23-bb75b271328d/Heeyy-S-k-s-k-kulland-m-z-online-tool-diyebilece/

Not: Kullandığınız, ama listede olmayan web araçlarını siz de işlevleriyle birlikte paylaşırsanız ayrıyetten memnun oluruz :)

Sonraki yazımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar Paylaşmak Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Sevdiklerimin, dostlarımın, bu yazıyı okuyan siz değerli okurlarımın ve tüm İslam aleminin mübarek Mevlid Kandilini tebrik ediyor, tüm dünya için hayırlara, barışa, huzur ve mutluluklara vesile olmasını yüce Allah (c.c) 'tan niyaz ediyorum.

Diyanet İşleri Başkanlığı 'nın Mevlid Kandili Mesajına bu sayfadan ulaşabilirsiniz.

Ayrıca, bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bu vesile ile de tüm kadınlarımızın, hayatımdaki, çevremdeki tüm kadınların, o değerli insanların bu güzel gününü "Dünya Kadınlar Günü"nü tebrik ediyorum.

Aslında bu özel günler, kandiller; değerlerimizi, inançlarımızı bize hatırlatıyor, uzaklaşmamamızı sağlıyor. Bu günlerde farkına vardığımız değerleri senenin tüm günlerine yayabiliyorsak ne mutlu bize.

İki çok özel gün bir aray gelince hatırlatmak, vurgulamak istediğim bir nokta daha var ki o da; dinimizin kadına verdiği değer. Nedense dinimizi yanlış algılayan ya da islam ahlakını tam olarak sindirememiş kişiler, kişilikler yüzünden bazı çevrelerce, kadını geri plana atan bir din olarak gösteriliyor yüce dinimiz. Ne kadar acı. Oysa ki; peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'in hayatına, kadına yaklaşımına, ilgili sözlerine (hadislerine) ve yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim deki ilgili ayetlere baktığımızda gerçeğin böyle olmadığını, kadına en az erkek kadar, hatta bazı noktalarda çok daha fazla değer verildiğini rahatlıkla görebiliriz.

İslam ahlakını tam olarak algılayamamış, sindirememiş müslüman erkeklerimizin tutumları ve davranışları yüzünden kadın konusunda olumsuz bakışların dinimiz üzerinde yoğunlaşmasına neden oluyorlar ki; bu da böyle kişiliklerin üzerlerine aldıkları ağır bir sorumluluk, ağır bir yük aslında. Allah (c.c) bu gibi kişilere (erkeklere) akıl, fikir ve anlayış versin. Sahip oldukları değerlerin, "çevrelerindeki kadınların değerlerinin", "bu değerleri hiçe sayarak, dinimize yönelen olumsuz bakış açılarına neden oldukları için aldıkları sorumlulukların" farkına varmaları konusunda da hidayet versin inşallah.

Sonraki yazımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin. Hayatınızdaki kadınlara da gereken değeri vermeyi, haketttikleri ilgiyi göstermeyi sakın ihmal etmeyin.

Tüm kadınlarımızın dünya kadınlar günü kutlu olsun. Hayırlı Kandiller...

Tekrar Paylaşmak Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Facebook hesabıma mesaj olarak gelen bir içeriği paylaşmak istiyorum sizlerle. Mesajda anlatılan belki gerçektir belki değil, ancak "sevgi sabır ve anlayış"üzerine verdiği mesaj gerçekten çok doğru ve etkileyici. Buyrun, işte bahsi geçen içerik:

Adam yeni kamyonuna bakmak için evinden çıktığında, üç yaşındaki oğlunun gayet mutlu bir biçimde elindeki çekiçle kamyonunun kaportasını mahvettiğini görmüş. Hemen oğlunun yanına koşmuş ve çocuğun eline çekiçle vurmaya başlamış. Biraz sakinleşince oğlunu hemen hastaneye götürmüş. Doktor, çocuğun kırılan kemiklerini kurtarmaya çalıştıysa da elinden bir şey gelmemiş ve çocuğun iki elinin parmaklarını kesmek zorunda kalmış. Çocuk ameliyattan çıkıp gözlerini açtığında,bandajlı ellerini fark etmiş ve gayet masum bir ifadeyle, Babacığım,kamyonuna zarar verdiğim için çok üzgünüm." demiş ve sonra babasına şu soruyu sormuş: "Parmaklarım ne zaman yeniden çıkacak?" Babası eve dönmüş ve hayatına son vermiş...

Birisi masaya süt döktüğünde ya da bir bebeğin ağladığını işittiğinizde bu öyküyü hatırlayın. Çok sevdiğiniz birine karşı sabrınızı yitirdiğinizi anladığınızda, önce biraz düşünün. Kamyonlar onarılabilir, ama kırılan kemikler ve incinen duygular hiçbir zaman onarılamaz; genellikle kişiyle performansı arasındaki farkı göremeyiz. İnsan hata yapar. Hepimiz hata yaparız. Fakat öfkeyle ve düşünmeden yapılan şeyler insanı sonsuza kadar rahatsız eder. Harekete geçmeden önce durun ve düşünün. Sabırlı olun, anlayış gösterin ve sevin.

Sonraki yazımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar Paylaşmak Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Nette Trojan.Script.Iframer kelime grubu ile nam salan bir trojan'ın kişisel sitemin ftp bilgilerini eline geçirmesiyle birlikte, trojan sitemin index.html sayfasına zararlı script kodları enjekte etmeye başlamış. Bunu tespit eden Google sitemin alan adını ve alt alan adlarından birinde olan blogumu "saldırgan site" olarak gösterdi haklı olarak. Ama, hani ana alan adını böyle gösterirken keşke alt alan adı ile yayınladığım bloguma laf atmasaydı keşke :(

Durumun farkına varma, gerekli temizleme işlemlerini yapma ve Google dan inceleme talebi isteme derken yaklaşık 1,5 aydır blogum "Saldırgan Site" olarak durdu nette.

Blogumu işin içine karıştıran Google'a kızsamda, zararlı kodları kişisel sitemde tespit edip ziyaretçilerimi uyardığı için de teşekkür ediyorum tabi ki :)

Özetle; son 1,5 aydır, okurlarımın bloguma ulaşma konusunda tereddüt yaşamalarına neden olduğum için, bloguma link veren dost blogları da olumsuz etkileme ihtimalinden dolayı üzgünüm.

Eğer sizde "saldrgan site" olma durumuna düştü iseniz aşağıdaki linklerde bu durumdan kurtulma süreçleri hakkında bilgi bulabilirsiniz;
- Saldırgan olarak bildirilmiş site!
- Google Fişleme ''ÇÖZÜM BURDA''

Sonuç olarak; bir daha saldırgan olmayacağıma söz verip, artık yazıyı noktalamak ve klişe bitirişimle sizleri başbaşa bırakmak istiyorum :)

Sonraki yazımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar Paylaşmak Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Bu seferki yazımda bu eşsiz şiiri paylaşmak istedim sizlerle, hiçbir mesaj kaygım yok :) Sadece içimden geldiği için paylaşıyorum...

Sessiz Gemi

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.

Yahya Kemal Beyatlı

Sonraki yazımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar Paylaşmak Üzere,
Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Bundan sonra her ayın başında, bir önceki ay içinde okuduğum ve çok beğendiğim blog yazılarından 10 tanesini sizlerle paylaşıyor olacağım.

İşte Aralık 2008'de en çok beğendiğim ve okumaktan zevk aldığım blog yazıları;

1-) Sevgi Silahı

2-) Neden Blog?

3-) Türk Bloglarına Neler Oluyor?

4-) Blog yazarlığı zor iş

5-) Bu yazıyı yaşı 85 den küçükler okusun

6-) Gelişen Gelişmeler : )

7-) Yaşayan Ölüler İle Ölü Diriler

8-) Nasıl bir ortamda blogluyorum?

9-) 2008`in En Çok Merak Edilen Sözcükleri

10-) Gelmek istemeyeni zorlama, gitmek isteyeni tutma...

Sonraki yazımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar Paylaşmak Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Dün gece Matrix üçlemesinin sonuncusu olan Matrix Revolutions filmini tekrar izledim. Filmi izleyenler hatırlayacaktır ki ana mesajı: "Başlangıcı olan herşeyin bir sonu vardır" idi. Her ne kadar hayal ürünü bir bilim-kurgu olsa da, 2009'a gireceğimiz şu günlerde bazı şeyleri yeniden sorgulattı bana. O kadar açık ve net bir mesaj ki bu; zaten (en başta islam dinimiz olmak üzere) tüm ilahi dinlerin vurguladığı bir gerçek. Doğanın da her detayında ama her detayında bize defalarca haykırdığı bir gerçek: son.

"Varoluş, yaratılış maksatları" farklı olsa da yaşadığımız zaman dilimlerini bir son ile geride bırakıyoruz bir bir. Belki yaşadığımız bu zaman dilimlerini maksatları dışında tamamlıyoruz, belki maksadına uygun, belki de iki arada bir derede.

Birbirinin takipçisi gece ile gündüz gibi, dönüp duran mevsimler gibi, hayatımızın beli bir kısmını ayırdığımız bir iş tecrübemiz ya da bir girişimimiz gibi, iki doğum günümüz arasındaki bir yıl gibi, iki yılbaşı arasındaki bir yıl gibi, tam da şu saatlerde bir yılı bitirmek üzere olduğumuz gibi...

Sizin de dikkatinizi çekmiş olacaktır ki; her küçük son içerisinde bulunduğu sürecin sonuna bir yaklaşımdır aslında, en nihayetinde de asıl sona bir yaklaşımdır.

Peki hiç düşündünüz mü, neden sevinçle coşkuyla karşılarız bu sonları? Daha doğrusu bu sonların ardından gelen yeni başlangıçları :) Yeni yılı, yeni yaşı, yeni işi vs...

Yeni kelimesi aslında bir eskinin var olduğunu ve o eskinin bittiğini öne sürer. Bu eski ya bir yıldır ya da geride bırakılmış bir yaş, genel tabiriyle geride kalan bir zaman dilimidir yani. Eskinin bitişi ise yeni ile birlikte sona bir adım daha yaklaşmanın ta kendisidir aslında. Sonun yaklaştığını hisseden her canlıya (yapısı gereği) (istem dışı olsa da) bir hüzün çöker. İşte yaşanılan bu "yeni sevinci, yeni coşkusu" çöken hüznün dışa vurumudur, bu hüznü görmezden gelme çabasıdır, yani umursamayıştır.

Buraya kadar içinizi karartmış olabileceğimi kabul ediyorum. Evet, başlangıcı olan her şeyin bir sonu vardır, ama her son yeni bir başlangıçtır. Yeni bir başlangıç ise yanlışları düzeltmek için, doğruları bulmak için, pişmanlıkları ifade edip özür dilemek için bir bahanedir, fırsattır.

Telafisi olan eskiyi telafi etmek için "yeni" çok güzel bir fırsattır. Ölüm sonrası gibi telafisi olmayan eskilere hazırlık niteliğinde muhakemeler yapmak için de "yeni" ler çok güzel birer bahanedir.

Yeni yılınızın, öncekilere göre her konuda ve her alanda çok çok daha iyi geçmesi, hayatınızda yeni yeni güzelliklere vesile olması duasıyla.

Tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar Paylaşmak Üzere,
Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Siz değerli okurlarımın ve tüm islam aleminin mübarek Kurban Bayramını tebrik ediyor, hakkımızda hayırlara vesile olmasını Yüce Allah (c.c.)' tan niyaz ediyorum. Bayramımızın tüm insanlık için sağlık, huzur, barış ve esenliklerle dolu günlere vesile olması dileğiyle...

Kurban Bayramınız Mübarek Olsun.

Tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Bugün (1 Aralık) Dünya Aids Günü. Siz değerli okurlarımla çok değerli gördüğüm bir görseli paylaşmak istiyorum. Görsel Ankara AIDS Savaşım Derneği'ne ait.

Dünya Aids Günü

Aids hakkındaki tüm bilgileri Vikipedi ve Google'dan bulabilirsiniz.

Sonraki yazımda tekrar görüşene dek hayatınızdan pozitifliği, yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin ve kendinize dikkat edin.

Tekrar Paylaşmak Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Aralık 2006 'dan beri idriscin.blogspot.com adresinde yayın yaptığım blogumu nihayet blog.idriscin.com adresime taşımış bulunuyorum. ( Vatana millete hayırlı olsun :) )

Bu taşınma işlemiyle de ( neredeyse klasikleşen :} ) bana özgü şablonumdan vazgeçip daha derli toplu bir şablona geçtim. Umarım sizler için daha okunabilir, daha zarif bir blog ortaya çıkmıştır.

Taşıma işlemini gerçekleştiriken Wordpress altyapısını tercih etmeyi düşünüyordum ki sonradan vazgeçtim. Çünkü biriken içerikten en ufak bir parça bile kayıp olsun istemedim. Yazılarıma yapılan o değerli yorumların, birlikte emek harcadığımız faydalı olduğuna inandığım biriken bu içeriğin kesinlikle zarar görmemesi ve arama motorlarınca erişilebilir kalması benim için çok değerliydi. bu yüzden sevgili Blogger altyapısı üzerinde kendi domainim ve yeni bir tema ile devam ediyorum artık.

Tema üzerinde oynamalar yaparak düşündüğüm optimum temayı yakalamya çalışacağım bir süre. Dolayısıyla "beğenmediğiniz", "bu da olmalıydı", "buna hiç gerek yoktu" dediğiniz kısımlar var ise lütfen belirtiniz, görüşleriniz benim için çok değerli. Görüşlerinizi ister yazıya yorum yaparak, isterseniz de iletişim sayfasındaki form ile bana iletebilirsiniz.

Bu arada: Blogger altyapısı ile açtığınız blogunuzu kendi domaininizde nasıl yayınlayacağınıza dair bilgileri aşağıdaki linklerden edinebilirsiniz;
http://help.blogger.com/bin/answer.py?answer=55373
http://www.acemiblogcu.com/bloggerda-kendi-alan-adinizi-kullanin/


Yeni paylaşımlarda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin,

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Ramazan ayını da geride braktık ve bayrama erişiyoruz. Geride bıraktığımız Ramazan ayında yapılan ibadetlerin, iyiliklerin, yardımseverliklerin kısacası yapılan bütün güzelliklerin dünyadaki tadımlık bir ödülü bu bayram.

Bu vesile ile siz sevgili okurlarımın ve tüm islam aleminin mübarek Ramazan Bayramını tebrik ediyor, hakkımızda hayırlara vesile olmasını Yüce Allah (c.c.)' tan niyaz ediyorum.

Ramazan Bayramımızın sizler ve tüm insanlık için sağlık, huzur, barış ve esenliklerle dolu günlere vesile olması dileğiyle...

Hayırlı Bayramlar...

Tekrar Paylaşmak Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Aslında bu yazıyı yaklaşık 10 gün önce yazmam gerekiyordu, ancak aciliyetten ( plansızlıktan değil :} ) yazamamıştım.

Yaklaşık 10 gündür istanbul dışında, internetten uzakta olduğum için bloguma gelen yorumlara cevap veremedim ve yaklaşık 1 hafta daha bu böyle sürecek, tüm okurlarımın bilgisine sunuyorum.

Tatil dönüşü yeni yazılarımda, yorumlarımızda görüşmek, paylaşmak üzere...

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Uzunca süredir (tabir-i caiz ise) boşladığım blogumda bir tebrik yazısıyla karşınızdayım. Umarım bu yazım paylaşımlarımın sıklaşmasına önayak olur.

3 aylardan ilki olan Recep Ayının ilk perşembesini cumaya bağlayan gecesi, yani bu gece ( 3 Temmuz Perşembe ) Reğaib Kandili'dir.

Bu vesile ile beni halen takip eden okurlarımın ve tüm islam aleminin Reğaib Kandilini tebrik ediyor, hakkımızda hayırlara vesile olmasını yüce Allah ( c.c. ) 'den niyaz ediyorum.

Yine geleneksel olarak konuyla ilgili en yetkili ağız olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Regaib Kandili Mesajı'nı okumanızı tavsiye ediyorum.

Dualarınızı esirgemeyiniz, Hayırlı Kandiller...

Tekrar paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Dergi.Biz 'de güzel yazılarını bizlerle paylaşan sevgili Wrzl ile "blog isimlerinde gerçek isim kullanmak" üzerine hoş bir röportaj yaptık.

Aynı ropörtaj blog kürenin takip edilesi blog yazarlarından sevgili Murat Kahraman, Nuri Çankaya, Okan Yüksel, Osman Börtücene, Ömer Enis ve Yusuf İbili ile de yapılmış ve Dergi.Biz de yayınlanmış.


Wrzl ye bu güzel paylaşımı için teşekkür ediyor ve Dergi.Biz ekibine başarılarının devamını diliyorum.


Benim de neden blogumu ismimle isimlendirdiğimi merak ediyorsanız tıklayınız.

Sonraki yazımda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar Paylaşmak Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »