Kişisel Paylaşım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kişisel Paylaşım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Herkese Merhabalar,

İşte, 1 Nisan da burdan duyurusunu yaptığım Kazaniyor.Us ile ilgili merak ettiğiniz ayrıntılar;

Nasıl Ortaya Çıktı ?
Efendim, 1 nisan sabahı sevgili dostum Hasan Ozgan ile muhabbet ederken; "Yahu hep bu gogıl bizi şakalıyor, bizde blog küreyi şakalayamaz mıyız?" sorusunun akabinde (alel acele) Kazaniyor.Us projesi çıktı orataya.

Nasıl Gelişti ?
Fikri kurguladıktan hemen sonra alan adını alıp, başvuru sayfasını hazırlayıp nihayetinde saat 18:32 de blogumdan duyurabildim, sonrasında mı, başlasın şakalanmalar ;)

İlk şakazede sevgili kuzenim Yunus ile başlayan süreç, 2 nisan 23:59 sularında son şakazede sevgili eski iş arakadaşım Emre Öktem ile sonlandı. Arada kalan süreçte tam 70 şakazedemiz oldu :) Gelen başvuru formlarında; ciddi ciddi öngörü ve tavsiyelerin yanında (FazlaMesai deki bu yazıdan olsa gerek) şakamızı anlayan blog yazarlarımız da güzel yorumlarını esirgememişler. Bazı şakazede blog yazarlarımızı da ilgili formu doldurmaya teşvik ettiğimi, zorladığımı da itiraf ediyorum :)

Beni Şakalayamadınız, Şaka Nasıldı ki ?
Bu yazım ile projemiz Kazaniyor.Us a gelen blog yazarlarımız servisi ilk test edenlerden birisi olmak için başvuru formunu doldurdular. Akabinde sayafadan ciddi bir mesaj ile ayrıldıktan sonra maillerinde şakalandıklarına dair bir mail buldular ;)

Amaç ?
Google ın bu seneki Nisan 1 şakası Virgle Mars Projesi idi. Bizde blog küre olarak bu seneki Nisan 1'i Kazaniyor.Us ile boş geçmemiş olduk :) Tabi şakazedelerimizin yüzlerindeki olası tebessüm de cabası ;)

Mesaj Kaygısı Yok muydu ?
Olmazmı, hemde iki tane;
1 Nisan yazılımcıların/programcıların bayramı olsun.
Blog yazarlarımızın da cebi artık para dolsun (1, 2, 3)

Sonuç ?
Bu nisan 1 şakası yüzünüzde ufak bir tebessüm oluşturmak amacıyla hazırlanmıştır. Sürç-i lisan ettiysek affola..

Yardımları dokunan herkese (1,2,3) çok çok teşekkürler...

Tekrar Paylaşmak Üzere,
Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Sevdiklerimin, dostlarımın, bu yazıyı okuyan siz değerli okurlarımın ve tüm İslam aleminin mübarek Mevlid Kandilini tebrik ediyor, tüm dünya için hayırlara, barışa, huzur ve mutluluklara vesile olmasını yüce Allah (c.c) 'tan niyaz ediyorum.

Diyanet İşleri Başkanlığı 'nın Mevlid Kandili Mesajına buradan ulaşabilirsiniz.

Dün 93. yıl dönümünü kutladığımız Çanakkale Zaferinde kahramanca canlarını feda ederek bu eşsiz vatanı bizlere bırakan aziz şehitlerimiz için de dua etmeyi unutmayalım. Dua ile...

Hayırlı Kandiller...

Tekrar Görüşmek Üzere,
Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Bir blog yazarı için istikrar yani süreklilik çok önemlidir. Gerçi bu özellik hayatımızda hangi konuda önemli değil ki ? Bir futbolcunun bile sürekli oynayanı makbul, (Lincoln gibi ) sürekli sakatlanıp yeşil sahalara ara vereni değil :)

Süreklilik konusunda özeleştiri yapacak olursam; geride kalan 3-4 ayda yazılarımdaki sürekliliği sağlayamadığımı görüyorum. Nedenler belkide çok önemli değil sonuç olarak; siz okurlarımı ihmal ettim. Bu süre zarfında Neden blog yazdığım konusunda kendimle çeliştim ve belkide beklentilere cevap veremedim. Sevgili Selim Tuncer'in 2007 Blog Konferasında bir cümlesi vardı; "Blog iyi insanların işidir. Bir kere vericilik istiyor, samimiyet istiyor, süreklilik istiyor. Sorunlu bir insanın bir blogu profesyonel yardım almadan uzun süre götürmesi hiç kolay değil." Bu çok beğendiğim bir cümle, şimdi düşünüyorum da yoksa ben sorunlu muyum :)

Şimdi "neden böyle bir paylaşımda bulundunuz" diye merak ediyorsanız cevabım şu: Blog yazmaya acıktım ve bir özürle kaldığımız yerden yeniden başlamanın güzel olacağını düşündüm:)

İyice biriken yazı listemden çekip yazacağım yazılarımla artık daha aktif aranızda olacağım.

Tekrar Paylaşmak Üzere,
Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

2008 yılının sizler için, ülkemiz için ve tüm insanlık için;

savaşın değil barışın hüküm sürdüğü,
acıların değil mutlulukların paylaşıldığı,
toplum olarak kültürümüzün yozlaşmadığı ya da daha az yozlaştığı,
küresel ısınmanın ve etkilerinin azaldığı,
teknolojinin bizleri tehdit etmekten çok işimize yaradığı,
internet sektörümüzün dünya çapında projeler ürettiği,
blog dünyamızda çalıntı içeriğin olmadığı ve emeğin saygı gördüğü,

sağlık, huzur ve başarı dolu bir yıl olmasını ve hakkımızda hayırlara vesile olmasını yüce Allah(c.c) tan diliyorum.

Tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin,

Tekrar paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

İlk olarak Herkese Merhabalar başlıklı yazımla başlayan blog yazarlığı serüvenim bugünlerde 1 yaşına basmış bulunuyor. Daha da nice yıllara inşaAllah...

1,5 sene önce okurlukla başlayan blog dünyası hobim 1 sene önce blog yazmaya başlamam ile yeni bir boyut kazanmıştı. Okurluk hobisinin nasıl ve neden yazarlığa dönüştüğünü Neden Blog Yazıyoruz, Okurlarımız Ne Umuyor Ne Buluyor ? başlıklı yazımda anlatmaya çalışmıştım.

İlk yazımdaki hedeflerimden farklı olarak "İş hayatımda karşılaştığım teknik problemleri ve çözüm yollarını" paylaşmadım sizlerle. Bunun nedeni is hobi şeklinde başlayan yazarlığıma teknik bir boyut bulaştırmama isteğimdi. Nitekim de öyle oldu. Yazılarımı yazarken, günün yoğunluğunun ardından, yazılıma değilde beni blog dünyasına asıl çeken konulara odaklanmak oldu hep amacım. Umarım faydalı paylaşımlarda bulunabilmişimdir.

Şimdi birazda blog istatistiklerimi paylaşmak istiyorum, çünkü blogumun şeffaflığı için çok önemli. Bloğumu açtığımdan bu güne; 92 yazı yazmışım ve yazılarım 186 yorum almış, Google Analytics ve Easy Counter verilerine göre; yaklaşık 25000 tekil ziyaretçi yaklaşık 40000 sayfa gösterimi ile bloğumu ziyaret etmiş. Çok sık yazma fırsatı bulamayan ve ancak gerçekten paylaşmak istediğinde yazı yazan bir blog yazarı için fena sayılmaz sanırım bu istatistikler.

İstatistilerden daha çok daha önemlisi; blogum sayesinde son 1 yılımın dolu dolu ve etkileşimle geçmesi. Yani blog dünyasında çok değerli sanal dostluklar kurma ve etkinliklerde de bunları gerçek hayata taşıma fırsatım oldu. Çok sayıda değerli blog yazarıyla ve blogumu takip eden değerli okurlarımla tanışma fırsatım oldu. Bu blog dünyasının en güzel yanı çünkü, benim için kurduğum bu dostluklar ve okurlarım, kısacası etkileşim çok önemli. Her ne kadar bu etkileşimi son 1 aydır zayıf tutsam da, bunu telafi edecek hamleler geliyor inşallah yakın zamanda. Bekleyin :)...

1,5 senedir takip ettiğim blog dünyasına, blogum sayesinde etkileşim içinde olduğum blog yazarı arkadaşlarıma ve siz değerli okurlarıma kısacası herkese çok teşekkür ediyorum. Sizler sayesinde etkileşim dolu, çok güzel 1 yılım geçti ve hep beraber çok güzel paylaşımlarda bulunduk .

Zamanımın yettiği ölçüde ve kısmet olduğu sürece, SEVGİ, MUTLULUK, BİLGİ, TEKNOLOJİ VE WEB ÜZERİNE KENDİMİ PAYLAŞMAYA DEVAM EDECEĞİM...

Tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin,

Tekrar paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

Uzun bir aradan sonra tekrar merhabalar,

Üzerinde çalıştığım projeyi bitirme gayretinde olduğum için, blog yazılarımı da üzerinde zaman harcayarak yazmam gerektiğini düşündüğüm için uzunca bir süre yazılarıma devam edemedim. Bütün bunlara rağmen birçok şeyden kendimi alıkoymama neden olan bu yoğunluk kısacıkta olsa bayramınızı tebrik etmekten beni alıkoyamazdı, koymamlıydı.

Siz sevgili okurlarımın ve tüm islam aleminin mübarek Kurban Bayramını tebrik ediyor, hakkımızda hayırlara vesile olmasını Yüce Allah (c.c.)' tan niyaz ediyorum. Bayramımızın tüm insanlık için sağlık, huzur, barış ve esenliklerle dolu günlere vesile olması dileğiyle...

Kurban Bayramınız Mübarek Olsun.

İnşallah belli bir süre sonra, önceki sıklıkta yeni yazılarımla karşınıza çıkmaya devam edeceğim.

Tekrar paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

Merhabalar,

Ulu önder Atatürk'ümüzün kurduğu Cumhuriyetimizin tam 84. yılındayız. Ne mutlu bize, ne mutlu Türküm Diyene !

Bu vesile ile siz değerli okurlarımın Cumhuriyet Bayramını tebrik ediyorum.

Atalarımızın güç koşullar altında varlarını yoklarını ortaya koyarak kurdukları bu Cumhuriyet dünya döndükçe dimdik ayakta duracak ve 84 değil 840. yıllara erişecektir inşallah.

Bugün ise içinde bulunduğumuz süreçte, Cumhuriyetimizi, devletimizi ve vatanımızı sahipsiz sanan, birliğimize ve bütünlüğümüze gölge düşürmeye çalışanlar cahiller mevcut. Millet olarak sabırsızlığımız hat safha da, tabiki bazı konularda geç kalınmışlık söz konusu ancak sabır gerek! Provokasyonlara gelmemeli ve daima bilinçli, sabırlı hareket etmeliyiz.

Şundan kimsenin şüphesi olmasın ki; milletimizin birlik ve bütünlüğünden habersiz, ordumuzun gücünü sınamaya çalışan, direkt ya da dolaylı olarak milletimize, devletimize ve cumhuriyetimize kasteden cahillere (nam-ı diğer teröristlere ve destekçilerine) hakettikleri cevap gereken zaman ve zeminlerde verilmiştir, verilmektedir ve de daima verilecektir.

Şimdi; tüm değerlerimize saldıranlara karşı dimdik ayakta durma, ülke olarak birlik olma, bereber olma zamanıdır, şimdi Cumhuriyetimizi kutlama zamanıdır.

Cumhuriyet bayramınızı tebrik eder, sağlık, huzur, esenlik ve kardeşlik içinde nice 84. yılları ulus olarak kutlamayı, bizlere ve geleceğimize nasip etmesini yüce Allah(c.c.) 'tan niyaz ederim.



Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun !

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Bugün Ramazan Bayramı. Geride bıraktığımız Ramazan ayında yapılan ibadetlerin, iyiliklerin, yardımseverliklerin kısacası yapılan bütün güzelliklerin dünyadaki tadımlık bir ödülü bu bayram.

Bu vesile ile siz sevgili okurlarımın ve tüm islam aleminin mübarek Ramazan Bayramını tebrik ediyor, hakkımızda hayırlara vesile olmasını Yüce Allah (c.c.)' tan niyaz ediyorum.

Herkes gibi benimde; bugün bayram erken kalkın çocuklar, giyelim en güzel giysileri... şarkısı ve rahmetli Barış Manço ( ruhu şaad olsun ) geliyor aklıma hemen her bayram. Kim bilir belki de o eski bayramlara, çocukluğa bir özlem duyduğumdandır. Şimdilerde ise belki o günler gibi yaşayamıyoruz ama, mailime çok değerli bir kişi tarafından bırakılan şu cümle içimi rahatlatıyor inanın;

"Eski bayramların çok daha güzel olduğu söylenir hep. Oysa insanların sevgi ve saygıyla birbirini hatırladığı her bayram güzeldir."

Evet beni sevgi ve saygıyla hatırlayan tüm dostlara selam olsun, hatırlamak ve hatırlanmak, gerçekten çok hoş...

Dilerim uğurladığımız bu Ramazan ayındaki güzellikler, yardımlaşmalar ve insanlar arasındaki hoşgörü bundan sonra da artarak devam eder...

Dilerim sürekli savaş, çirkeflik düşünen insanlar beyinlerini ellerinin arasına alarak düşünmeye başlarlar bir an önce, "ne yapıyoruz?" diye...

Dilerim huzur bozmak isteyenler, huzur olmayan yerlerden gerekli ibreti alıp, yıkıcılıktan yapıcılığa yönelirler...

Ve yine dilerim ki; huzur, yardımlaşma ve merhamet tüm dünyaya yayılır ve bizde bayramlarımızı daha keyifli daha huzurlu yaşarız...

Ramazan Bayramımızın tüm insanlık için sağlık, huzur, barış ve esenliklerle dolu günlere vesile olması dileğiyle...

Ramazan Bayramınız Mübarek Olsun...

Paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

1000 aydan (içinde Kadir Gecesi bulunmayan) daha hayırlı bir gece bu gece, Kadir Gecesi bu gece.

Bu vesile ile siz değerli okurlarımın ve tüm islam aleminin Kadir Gecesini tebrik ediyor, hakkımızda hayırlara vesile olmasını yüce Allah ( c.c. ) 'den niyaz ediyorum.

Bu geceyi “bin aydan daha hayırlı” kılan, Kur’an-ı Kerim'in bu gecede indirilmesi. "Kadir gecesini idrak etmenin ve ondan nasiplenmenin yolu ise, Kur’an-ı Kerim’in eşsiz mesajını anlamaktan ve onun aydınlattığı istikamette yürümekten geçer." diyor Diyanet İşleri Başkanlığımız.

Peygamber Efendimiz “faziletine inanarak ve sevabını da yalnız Allah’tan umarak Kadir gecesini güzel amellerle geçirenlerin geçmiş günahlarının bağışlanacağı” müjdesini vermekte ve bu gecede “Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle” diyerek dua etmemizi tavsiye etmektedir.

İnşallah bu gecede yapılan dualar insanlığımız için hayırlara vesile olur ve dünya üzerindeki huzur, barış ve esenlik artar.

Konuyla ilgili yine en yetkili ağız olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kadir Gecesi Mesajı'nı okumanızı tavsiye ediyorum.

Kadir Geceniz mübarek olsun, Dualarınızı esirgemeyiniz...

Paylaşmak Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Biraz uzunca süren tatilimi nihayet noktaladım ve artık blog dünyasında tekrar sizlerleyim.

Bütün planladıklarımı tam olarak yapamasam da tatilde, bilgisayardan belli bir süre uzak kalabilmek bile yetebiliyor biz bilişimciler için :)

Aslında bu yazımda karşınıza yeni bir konu ya da yeni girişimler ile çıkmak isterdim ancak biraz düşününce; ara verdiğim bu 3 haftalık süre için öncelikle kendimi bir güncellemem gerektiğini hissettim. Yani öncelikle okurluğumu geri kazanıp neler olmuş bitmiş öğrenmem gerek.

Yeni yazılarımda yeni konu ve girişim incelemelerim ile tekrar karşınızda olacağım, görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla
Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Özgürlük ve Tatil; bu sıralar aynı anda önümde duran ve beni oldukça heyecanlandıran iki kavram.

Özgürüm çünkü, gerek profesyonel hayatım, gerekse özel hayatımla ilgili olarak aldığım bazı kararlar doğrultusunda çalıştığım yazılım firmasından ayrıldım hayırlısıyla.

Koskoca 21 ayı beraber geçirdiğim o değerli insanlardan, o değerli aileden ayrılmak elbette kolay olmadı, tekrar o birbirinden değerli insanlara sevgilerimi, saygılarımı ve herşey için teşekkürlerimi gönderiyorum buradan.

Ortada bazı hedefler varsa ve bunlara ulaşmak isteniyorsa bazı değerli şeylerden vazgeçmek ve risk almak gerekiyor sanırım, bende bunu yaptım ve inandığım şeylerin, hedeflerimin peşinden koşmaya çalışıyor olacağım, inşallah Allah (c.c) utandırmaz.

Gelelim tatile, bu kadar çalışma sonrasında tatil yapmadan yeni bir sürece başlamak yanlış olurdu elbet. Bu yüzden 3 hafta gibi bir süre dinleniyor ve müsadenizle aranızdan kaçıyor olacağım. Tatilimi nerede ve nasıl geçireceğim bilgisi ise müsadenizle bana kalsın.

Tatil boyunca özellikle bilgisayardan uzak durmak ve ( tabiri caiz ise ) acıkmak istiyorum biraz bilişime. Bu yüzden bu süre boyunca nadiren de olsa sedece okur olabileceğimi tahmin ediyorum blog dünyamızda. Dedim ya tatil bu, iyice dinlendirmeliyim kendimi. Aslında bu uzak kalmaya çalışmak kesinlikle bir bıkkınlık değil, daha enerjik, belkide daha yoğun bir süreç beni bekliyor gibi görünüyor inşallah ve hazır olmalıyım kendisine.

Tatil dönüşünde sizleri daha dinamik, daha sağlıklı düşünebilen ve çok daha iyi bir blog yazarı İdris Cin bekliyor inşallah, ancak profesyonel olarak ise sizleri nasıl bir İdris Cin bekliyor şuan bende kestiremiyorum açıkçası, çünkü süreç net değildi ve dinlenmeden netleştirmek istemedim süreci, tatilden sonraya bıraktım kısacası. Kim bilir belki hedeflerime ve yeteneklerime çok daha uygun bir fırsat geliverir bu süreçte, tabi tatilden sonra değerlendirmek üzere...

Ancak kısmetse büyük olasılıkla Matematik Mühendisi ünvanımın üzerine aşağıdaki sıfatlardan birini giyiniyor olacağım;

- Analyst&Developer
- Yazılım Mühendisi
- Yazılım Uzmanı
- Yazılım Danışmanı
- İş Analisti
ya da
- Girişimci

Bakalım mevlam neyler, neylerse güzel eyler...

Sevgili okurlarım, tatil dönüşü görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin, kendinize ve çevrenizdekilere iyi davranın, herşey gönlünüzce olsun.

Paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

30 Ağustos Zafer Bayramınızı en içten dileklerimle tebrik ederim.


Nice 85 yıllara, nice zaferlere ve nice bayramlara, millet olarak, ülke olarak huzurumuz hiç ama hiç bozulmasın inşallah.

Şuan herhangi bir işimizi yerine getirirken en ufak bir güvenlik kaygısı bile duymuyorsak, bunu öncelikle yaratıcımıza, ardından Atamıza ve tüm şehitlerimize ve tabiki güçlü Türk Ordumuza borçluyuz.

İşte Genel Kurmay Başkanlığımızın sitesinde yayınlanan 30 Ağustos Zafer Bayramı Mesajı.

Tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi gönlünüzden sevgiyi eksik etmeyin.

Paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.

Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Sabah en taze en yenilenmiş halinizle yataktan kalkıyorsunuz, güzelce kahvaltınızı edip, şık bir şekilde giyinip kuşanıp işe gitmek üzere yola çıkıyorsunuz. Bir de buna "neredeyse kurak geçen kocaman bir yazdan sonra yağan yağmur" eklenince değmeyin keyfinize, mutluluğunuza. Evden çıkıp toplu taşıma aracını kullanmak üzere durağa geliyorsunuz şemsiyenizi kullanarak. İşte bundan sonra maceranız başlıyor...



Yağan yağmurun verdiği sevinçle birlikte MFÖ'nün "Bu sabah yağmur var istanbul'da..." şarkısını mırıldanarak durakta bekliyorsunuz. Kulağınıza gelen bir ses sizi dikkatlice sağınıza bakmaya yöneltiyor. Sağınıza iki saniye bile bakmadan bu sefer de bir su sesiyle solunuza bakmaya yelteniyorsunuz ve refleks olarak bir yerlere kaçma telaşındasınız ama olmuyor, çünkü zaten camekan durağın en dibindesiniz... Ve olan oluyor, içinizdeki endişe haklı çıkıyor, yüzünüzden ayağınıza kadar bir anda sırılsıklam ıslanıyorsunuz, giydiğiniz açık renkli kıyafetin tamamı kaldırım dibindeki o su birikintisinden nasibini alıyor ve rezil rüsva oluyor. Suratınıza sıçrayanları ise hiç düşünmeyin bile... O anda teselli bulduğunuz tek nokta ise yanınızda ki diğer iki kişi, onlarında durumu sizden farksız çünkü...

O anlık kısa şoku atlattıktan hemen sonra buna oradan geçmekte olan bir aracın sebep olduğunu tahmin ediyorsunuz. Evet tahmin ediyorsunuz, çünkü göremiyorsunuz, çünkü gözlerinizde silecek yok, sadece arabaya benzer hareket halinde hızlıca giden koyu renkli bir varlık gördüğünüz...

İşin garip tarafı yaklaşık 10 dakikadır durakta aynı konumda beklemektesiniz, ancak nedense bu yaşadığınıza sadece ve sadece o araç ve aracın içindeki araç sahibi neden oluyor. Hmm, o zaman bu araç sahibinin, aynı yerden geçen onlarcasından bir farkı olmalı dimi ? Tabi bu farka neden olan sıfatları o anki psikolojiniz ve kişiliğiniz belirliyor, ben burda o sıfatları yazmak istemiyorum, zaten anlamışsınızdır.

O kişide zaten yüklü olan bu sıfatları kelimeye döktükten sonra durumu kabulleniyorsunuz mecburen. Evet durum şu; 10 saniye gibi kısa bir sürede bütün olumlu psikolojiniz tersine dönmüş durumda, bir çevrenize bakınıyorsunuz bir üzerinize, tabi mendil ile yüzünüzü gözünüzü temizlemeye çalıştıktan sonra. Evet, malesef yapacağınız tek bir şey var ve onu yapıp paşa paşa evinize geri dönüyorsunuz. Tabi sizi bu halde karşısında gören aile bireylerine de bir açıklama borçlusunuz.

Sonrasında hızlıca bir duş alıp, yeni kıyafetinizi giyip yine aynı duruma düşme riskini göze alarak yeniden durağa doğru yola koyuluyorsunuz. Haa, unutmadan aynı zamanda geç kaldığınız iş yerinize de durumu haber vermek durumundasınız.

Nihayet, kazasız belasız iş yerine erişiyorsunuz, artık emniyettesiniz. Neyseki bütün bunlara sebep olan araç sahibine benzer birileri tekrar karşınıza çıkmadı. Herşey yolunda gibi, ama günün geri kalanını nasıl geçirmeyi umuyorsunuz ?

Bu anlattıklarım ne bir masal, ne de bir deneme, en ince ayrıntısına kadar bu sabah bunları yaşadım maalesef sevgili okurlarım. Günümün devamında ise her ne yaptıysam olması gereken verimi alamadım ve gelip burada paylaşam ihtiyacı duydum. Bu ihtiyacı duydum, çünkü "eğer bir araç sahibi iseniz ve su birikintilerini umursamayanlardansanız bu ufak görünen ayrıntının insanların gününü nasıl berbat edebileceğini görmenizi" istedim.

Bu araç kullanıcısıyla hayatımda belki hiç karşılaşmayacağım, karşılaşmak mümkün olsa bile "sizi sırılsıklam eden kişi bendim" diyecek hali de yok zaten. O zaman benim yapacağım bişey kalmıyor malesef, varsın ne şekilde nerede hakkımı ödeyeceğini o zaat-ı muhterem düşünsün.

Şimdi daha sakin bir şekilde düşünüyor ve bardağa dolu tarafından bakmaya çalışıyorum da; ileride bir araç edinme ihtiyacı duyarsam ayrıntılara önem veren bir kullanıcı olarak direksiyon başına geçeceğim kesinlikle.

Su birikintilerinden itina ile hızlı geçip bir sorumsuzluk örneği sergileyen ve kenidini bize borçlu kılan araç sahiplerine rağmen tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Bu gece ( 27 Ağustos Pazartesiyi 28 Ağustos Salıya bağlayan gece ) Ramazan ayının habercisi, bir af, merhamet ve mağfiret gecesi olan Berat Kandili ( Leyle-i Berat ).

Bu vesile ile siz değerli okurlarımın ve tüm islam aleminin Berat Kandilini tebrik ediyor, hakkımızda hayırlara vesile olmasını yüce Allah ( c.c. ) 'den niyaz ediyorum.

Berat Ne Demektir?

"Berat, beraet" kelimesi "el-berâe" kelimesinin Türkçedeki kullanılış şeklidir. Beri olmak, aklanmak, temiz ve suçsuz çıkmak demektir. "Berâet" iki şey arasında ilişki olmaması, kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması anlamına gelmektedir. Mü'minlerin bu gece günah yüklerinden kurtulup İlâhî bağışa ermeleri umulduğu için de Berat Gecesi denmiştir.

"Yıllık bir program çerçevesinde yürütülen ticari faaliyetler yıl sonunda o program esaslarına göre kontrol) ve teftiş edilir. Kâr zarar hesapları yapılır. Kesin hesabın tespitinden sonra da gelecek yılın programı hazırlanarak şeklini alır.

Her yıl tekrar edilen bu kontrol ve tespit işlemleri sayesinde ekonomik hayatta istikrarlı ve sağlam bir ilerlemenin temini mümkün olur.

Bu misalin ışığında manevi hayatımıza ve faaliyetlerimize bakalım. Dünya, âhiret hayatının kazanılması için yaratılmış bir manevi ticaret yeri olduğuna göre, o ticaretle ilgili faaliyetlerin de yıllık muhasebeye tabi olması gayet tabiidir." (*) Kaynak : islamiyet.gen.tr

Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da Berat Kandili Mesajı'nı kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum.

Berat Kandiliniz mübarek olsun, Dualarınızı esirgemeyiniz...

Tekrar Görüşmek Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Yeni yeni kullanmaya başladığım ve gerçekten faydasını gördüğüm bir hizmetten bahsetmek istiyorum sizlere müsadenizle; Türk Dil Kurumu'nun Dağarcığınıza Her Gün İki Söz sloganlı hizmetinden.

Hizmeti duymuş olanınız ya da kullananınız mutlaka vardır. Amacım duymayanlara duyurabilmek, kullanmayanları da kullanmaya teşvik etmek.

TDK 'nın sunduğu hizmet şu şekilde işliyor. Alışılmışın dışında (ya da bana öyle geldi) çalışan ve pratik bulduğum sistemde hizmeti alabilmeniz için bilgi@tdk.org.tr adresine konusu ( subject ) "Ben de istiyorum." olan bir mail atmanız yeterli. Tabi bu nokta da TDK 'nın bize bazı uyarıları var;

Uyarılar

1. Bilgisayarlarında e-posta yazılımı (outlook vd.) yüklü olanlar Dağarcığınıza Her Gün İki Söz bağlantısını tıklayarak e-posta adreslerini gönderebilirler. Bilgisayarlarında e-posta yazılımı olmayanların ise e-posta hesaplarının bulunduğu sunucudan (yahoo, hotmail vd.) bilgi@tdk.org.tr adresine e-posta hesaplarını göndermeleri gerekmektedir.

2. E-posta hesaplarını Kurumumuza gönderdikleri hâlde "Dağarcığınıza Her Gün İki Söz" iletilerini alamayanların e-posta hesaplarının limitlerini, e-posta kutularının dolu olup olmadığını kontrol etmelerini,

3. E-posta hesaplarını değiştirenlerin eski e-posta hesaplarını da belirterek yeni e-posta hesaplarını göndermelerini,

4. E-posta grubundan çıkmak isteyenlerin, bu istediklerini belirten e-posta iletisi göndermelerini rica ederiz.

Aslında sisteme 1-2 ay önce katıldığımı hatırlıyorum ancak, günlük mailler yeni yeni gelmeye başladı ve gerçekten faydasını gördüğümü söyleyebilirim. Hergün gelen maillerde; biri Türkçe Sözlük'ten diğeri de yabancı kelimelere karşılık olarak önerilen bir kelime den oluşan 2 kelime görüyorsunuz. Bir gün de 2 kelime öğrenmek ya da anlamlarını pekiştirmek bizi işlerimizden alıkoymasa gerek. Bu yönüyle güzel düşünülmüş, TDK'yı tebrik ediyorum.

Globalleşen dünyamızda kendi benliğimizi korumanın daha önem kazandığı kazçınılmaz bir gerçek. Bu konuya daha önceki "Bütün Dünya Buna İnansa, Bir İnansa..." isimli yazımda değinmiştim ve aşağıdaki fikirlerimi siz okurlarıma sunmuştum;

"Her zaman imrenmişimdir Fransa, Almanya gibi ülkelere sırf kendi dillerine sımsıkı sahip çıktıları için. Yine aynı zamanda da yakınmışımdır niye kendi dilimize sahip çıkmıyoruz, güzel türkçemize yaşatmak adına atılımlarda bulunmuyoruz diye.

İğneyi başkalarına batırmadan çuvaldızı kendime batırmak istiyorum öncelikle. Günlük hayatımda, gerek özel gerekse iş yaşantımda yabancı kelime özentisi ya da ağız alışkanlığı bende de var maalesef az da olsa. Bunu gidermemin sanırım en iyi yolu da dikkat etmek ve kullandığım kelimelerin türkçesini iyice kavramak ve bunları kullanmaya kendimi zorlamak olacak. Umarım kısa sürede bende bu yabancı kelime özentisinden kurtulurum."

Mesleğim gereği bilimsel terimlerden oluşan cümleler arasında kaybolup gidiyorum bazen. TDK 'nın bu hizmeti bu yabancı kelime özentisinden kurtulmam için destekleyici bir hizmet olacak gibi görünüyor.

Yazıyı okurken kendinizden bişeyler bulduysanız buyrun; Dağarcığınıza Her Gün İki Söz

Bir sonraki yazımda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Üçaylar‘ın bereketiyle birlikte gelen mübarek gecelerden birisi de Miraç Kandili. Bu gece de müslümanlar olarak Miraç Kandilimizi yaşıyor ve dünya koşuşturmasından sıyrılıp bu değerli geceyi değerlendirmeye çalışıyor olacağız.

Bu vesile ile siz değerli okurlarımın ve tüm islam aleminin Miraç Kandilini tebrik ediyor, hakkımızda hayırlara vesile olmasını yüce Allah ( c.c. ) 'den niyaz ediyorum.

Miraç Ne Demektir?
Araştırmalarıma göre; Kelimenin sözlük karşılığı: Hazret-i Peygamber’in Allah’la görüşmesi; Ruhun yükselmesi; Merdiven’dir. Miraç, tasavvufi bakımdan farklı cümlelerle tarif edilebilirse de, kısaca: "İnsanın kemalâtının yükselmesi" olarak anlaşılmalıdır.

Miraç, insanın erdem yolculuğu, beşerilikten insaniliğe yükseliş hikayesidir.

Sadece Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa ve varlığın düzeylerinde, hakikat göğünün katmanlarında değil, insanlığın Allah’a ulaşan yolunun duraklarında da gerçekleşmiş kutlu bir yolculuktur.

Konuyla ilgili yine en yetkili ağız olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Miraç Kandili Mesajı'nı okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum.

Miraç Kandiliniz mübarek olsun, Dualarınızı esirgemeyiniz...

Tekrar Görüşmek Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

İşte yepyeni bir mim dalgası ile karşınızdayım; Beş soruda bloğumla beni aydınlatır mısınız?

Ana tema şu; blog sahibi bloğu ile ilgili merak ettiği 5 soruyu blog dünyasından seçtiği 5 blog yazarına yöneltiyor ve bloğu ile kendisini aydınlatmasını rica ediyor ve etkileşim başlıyor. Mim dalgamızın daha önceki "Beni Kritize Et!" mim dalgasından farkı, blog sahibi kişinin cevap aradığı 5 sorunun sorgulanmasını sağlayabilmek.

İşte benim cevap aradığım 5 soru;
1-) Bloğumu/yazılarımı neden okuyorsunuz ?
2-) Bloğuma ilk geldiğinizde nasıl bir izlenimle ayrıldınız ya da bu ilk gelişiniz ise nasıl bir izlenim ile ayrılıyorsunuz?
3-) Daha önce bloğumu okuduysanız nasıl bir beklenti içinde (tekrar) geliyorsunuz?
4-) Bir okur olarak bloğumdan neler umuyor, neler buluyorsunuz?
5-) Siz okurlarıma bloğumda başka neler ( içerik, işlevsellik vs. ) sunmalıyım?

Peki şimdi bu mim dalgası da nereden çıktı ?

Hemen izah edeyim. Bir önceki "Neden Blog Yazıyoruz, Okurlarımız Ne Umuyor Ne Buluyor ?" isimli yazımda neden blog yazdığıma ve blog dünyasındaki yazar-okuyucu ilişkisinde kritik olarak gördüğüm noktalara değinmeye ve nacizane tavsiyelerimi yeni blogcu arkadaşlara sunmaya çalışmıştım. Yazımın akabinde de siz sevgili okurlarıma daha iyi bir blog sunabilmek için 5 soru yöneltmiş ve yorumlarınızı, görüşlerinizi istemiştim.

Yazımı yazmış güzel güzel gelen yorumları beklerken ve gelen yorumları okurken sevgili Hüseyin ortaya böyle bir mim dalgası fikri atıverdi aşağıdaki yorumuyla;

"İdris Bey merhaba,
Gerçekleşir mi bilmem ama aynı soruların bir çok blogcunun kafasını kurcaladığı varsayımıyla şöyle de bir önerim var: Geçen yıl olan beni kritize et mim dalgası gibi bu sorulara cevap verecek olanlar eğer kendi bloglarında bu soruları yazarsa bir iade-i ziyaret sebebi olarak görüşlerimizi yazalım ve böylece daha iyi blogcu olalım:)

Siz de aynı sorulara benim bloğum için cevap verirseniz hem bu dalga dalga başlamış olur, hem de ben de kendi adıma çıkarımlarda bulunmuş olurum:)"

Yani, blog dünyamız ve biz blog yazarları için gerçekten faydalı olacağına benim de can-ı gönülden inandığım bu mim dalgasının fikir babası; sevgili Hüseyin.

Sözü daha fazla uzatmadan mim dalgamızın başlangıç noktası olarak Hüseyin arkadaşımızın bloğundan başlıyor ve "Siz de aynı sorulara benim bloğum için cevap verirseniz hem bu dalga dalga başlamış olur, hem de ben de kendi adıma çıkarımlarda bulunmuş olurum:)" haklı talebini yerine getiriyorum.

İşte sorular, işte cevaplarım;

1-) Bloğumu/yazılarımı neden okuyorsunuz ?
Cevap: Bloğunuzu yazıma yaptığınız yorumlar sayesinde tanıma fırsatı buldum. Yeni bir okurunuzum yani.

2-) Bloğuma ilk geldiğinizde nasıl bir izlenimle ayrıldınız ya da bu ilk gelişiniz ise nasıl bir izlenim ile ayrılıyorsunuz?

Cevap: İlk olarak 3 gün önce geldiğim bloğunuzda gerçekten ilgimi çeken yazılarınız olduğunu farkettim. Blog dünyasına araştırma mahiyetinde ( tez çalışmanız sayesinde ) güzel içerikler kazandırabileceğiniz izlenimiyle ayrılmıştım. Aynı izlenimlerim devam ediyor.

3-) Daha önce bloğumu okuduysanız nasıl bir beklenti içinde (tekrar) geliyorsunuz?
Cevap: Her ne kadar yeni bir okurunuz olsam da blog dünyası ile rehber niteliğinde yeni yeni içerikler paylaşacağınız yönümde bir beklenti oluştu bile :)

4-) Bir okur olarak bloğumdan neler umuyor, neler buluyorsunuz?

Cevap: Bu sorunun cevabı için biraz daha zaman gerekiyor olsa da yukarıdaki beklentimi bir kaç yazınızda bulduğumu söyleyebilirim.

5-) Siz okurlarıma bloğumda başka neler ( içerik, işlevsellik vs. ) sunmalıyım?

Cevap: Kendi bloğum da fazlasıyla olduğu gibi, bloğunuzda da bir tasarım yenilenmesine ihtiyaç var bence. Yeni tasarımınızla birlikte en çok okunan yazılarınıza yer vermeniz ve yazılarınıın sosyal imleme sitelerine eklenebilmesini sağlamanız faydalı olabilir düşüncesindeyim.

Nihayet sorular ve cevaplar bitti, sevgili Hüseyin umarım bu 5 soruda bloğunuzla sizi aydınlatabilmişimdir. Nice başarılı bloglamalara.

Orta sahada topu kaptım ve sıra geldi verilecek akıl dolu paslara...

1-) "İnternet ile değişen iş ve pazarlama modelleri hakkında" paylaşımlarını esirgemeyen, web 2.0 deyince aklıma ilk gelen isimlerden; sevgili Arda Kutsal,

2-) Blog dünyamızdaki İnteraktif Yaklaşım'ın adı; sevgili Murat Buyurgan,

3-) Uzaklardan, okyanus ötesinden teknolojik ve hayata dair dalgalanmalar gönderen; sevgili Türker Keskinpala (Okyanus Ötesi),

4-) Blog dünyamızın en rütbeli ve en tecrübeli komutanlarından sevgili Nahnu,

5-) Tükenmez enerjisiyle sürekli yazabilen ve "bir de bir hanımefendi tarafından aydınlatılayım" dediğimde aklıma gelen ilk blogcu; sevgili Eda Suner

Beş soruda bloğumla beni aydınlatır mısınız?

Üç yanlış bir doğruyu götürmüyor ve boş bırakmamak koşuluyla cevaplara istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz.

Bakalım verilen bu ara pasları ne zaman yerini bulacak ve gollerin ardından (bu arada kaleye istediğiniz mesafeden istediğiniz sertlikte şut atabilirsiniz, özellikle de köşelerden ve yerden( tasarım bakımından) oldukça zayıf olduğumu söyleyebilirim ) bu mim dalgalanması Meksika dalgasına dönüşecek mi? Bekleyip göreceğiz, belki de çok fazla beklemeye gerek kalmayacak :).

Aslında tarafından aydınlatılmak istediğim o kadar çok blogcu daha var ki, maalesef 5 le sınırlandırabildim ancak mimleme listemi :( Ancak mimlemediğim bloglar, yani pas atamadığım oyuncular da sahaya girip gol atabilirler yani.

Ayrıca siz değerli okurlarımın da görüşlerini, cevaplarını unuttuğumu sakın sanmayın, bir önceki yazıma cevaplarınızı halen bekliyorum.

Tekrar paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Pek çoğumuz bir çok nedenle blog yazıyoruz. ( Bkz: Neden Blog Yazıyorsunuz?, blog yazma amacınız nedir? ) Blog yazma nedenimiz her ne olursa olsun yine pek çoğumuz hatrı sayılır derecede okur kitlelerine ulaşıyor ve hergün yeni yeni okurlar kazanıyoruz.

Blog yazarlığımı tetikleyen ana unsur blog okurluğumdur ( biri beni durdursun deyip bir türlü kendimi durduramadığım okurluğum :)). Takip ettiğim bloglara sadakatle her ziyaretimde belli bir beklenti ile giderim. Daha önce okuduğum ve zevk aldığım içeriğe benzer kalite ve doyuruculukta bir içerik beklentisidir bu. Okurluğumdaki bu beklentiler zamanla gelişerek 180 derecelik bir boyut daha kazandı ve "belirli beklentiler ile yazılarımı takip edebilecek okurlara sahip olabilme" içgüdüsüyle blog yazarlığıma başladım. O günden beri hayatım gerçekten yeni bir boyut kazandı ve tahmin ettiğimden çok daha fazla etkileşim ile devam ediyorum yazarlığıma. Bu etkileşim öyle karşı konulmaz ki, saat gece yarısına gelirken yorgun bir halde iken bile kapalı bilgisayarı açtırıp bişeyler okutabiliyor ya da yazdırabiliyor insana.

Neden blog yazdığımızı iyice analiz etmeli ve düşüncelerimiz doğrultusunda belli başlı prensipler edinip yazılarımıza yoğunlaşmalıyız. Kısacası blog yazma nedenimizi anlamalı ve hangi alanlarda ne tip yazılar yazacağımıza karar vermeliyiz.

Konuyla ilgili sevgili Murat Buyurgan'ın Blog ve blogculuğun tanımı başlıklı yazısı gerçekten okunmaya değer. Yazıyı okuduktan sonra blog ve blogculuk kavramlarını çok daha net algılıyor olacaksınız.

Kendi yazarlığımızı sorguladıktan ve netleştirdikten sonra sıra en önemli konuya geliyor aslında; okurlarımıza.

1-) Okurlarım bloğumu/yazılarımı neden okuyor?
2-) Bloguma ilk gelen okur nasıl bir izlenim ile blogumdan ayrılıyor?
3-) Okurlarım bloğuma nasıl bir beklenti ile tekrar geliyorlar?
4-) Okurlarım bloğumdan ne umuyor, ne buluyor?
5-) Okurlarıma yazılarım haricinde başka neler sunmalıyım?

İlk dört sorunun ortak noktası yanıtlarının ancak zamanla ve etkileşimle ortaya çıkabilmesi. Yani yazılarımıza yapılan yorumlardan, yazılarımızın okunma sayılarından, aldığımız tepkilerden ( bunlar arakadaş tepkisi olabilir, mail yoluyla tanımadığınız bir okurumuzun tepkisi olabilir ) bu sorulara cevap olabilecek verileri toparlayabiliriz. Kısacası bu soruların yanıtları için zamana ve sabıra ihtiyacımız vardır.

Peki yeni bir blog yazarıysanız ne yapacaksınız? Yeni bir blog yazarı iseniz okurlarınıza sunacağınız özgün/farklı içerik, güzel/sade bir tasarım ve samimi yazı diliniz zamanla farkedilecek ve zamanla okurlarınız artacaktır ( Belki de en popüler bloglardan birisi bile olabilirsiniz), bundan şüpheniz olmasın.

Gelelim beşinci sorumuza; Okurlarıma yazılarım haricinde başka neler sunmalıyım?
Bu sorunun cevabı için ilk dört sorunun yanıtlarını biraz bilmemiz gerekiyor sanırım. Çünkü okurlarınızın beklentileri doğrultusunda sunacağınız diğer blog özellikleri daha anlamlı olacaktır.

Şimdiye kadar algılarım doğrultusunda, sunulmasında fayda olacağını düşündüğüm işlevleri/özellikleri paylaşmak istiyorum müsadenizle;

Hakkınızda bölümü/sayfası;
Kendinizi bilinmesini istediğiniz yönlerinizle okurlarınıza tanıtabilirsiniz. Hakkınızda yazısını blogunuzun bir köşesinde de konumlandırabilir, ya da ayrı bir sayfa halinde de sunabilirsiniz ki makul olanı ayrı bir sayfa olarak sunmak. ( bloguma ekleyeceklerim listesinde )

En çok okunan yazılarınız;
Şimdiye kadar en çok okunan 5 yazınızı paylaşabilirsiniz. ( bloguma ekleyeceklerim listesinde )

En çok yorum alan yazılarınız;
Şimdiye kadar en çok yorum alan 5 yazınızı paylaşabilirsiniz. ( bloguma ekleyeceklerim listesinde )

Blog istatistikleriniz;
Google PR, Alexa bilgileriniz, online ziyaretçi ve toplam ziyaretçi bilgileriniz, Blograzzi puanınız, Tecnorati bilgileriniz, Feedburner takipçi sayısı gibi istatistiki bilgilerinizi paylaşabilirsiniz. ( Bu bilgilerin bir çoğunu aynı anda ve bir tıkla SiteBilgi ile de okurunuzla paylaşabiliyorsunuz artık. Bu vesile ile de sevgili eburhanSiteBilgi girişimi için tebrik ediyorum. Eklenecek yeni yeni veri kaynakları sayesinde bloglarımız için kullanışlı ve güzel bir servis haline gelecek gibi görünüyor SiteBilgi.net. Başarılar. )

Takip ettiğiniz başlıca bloglar;
Özenle takip ettiğiniz ve okurlarınıza tavsiye edebileceğiniz blogları da ( örneğin 10 tanesini liste halinde ) blogunuzun bir köşesinde okurlarınızla paylaşabilirsiniz.

Bahsettiğim bu işlevleri/özellikleri/bilgileri blogumuzda paylaşmak ( yerli yerinde tabi ) blog dünyamızdaki okurlarımızla ve diğer bloglarla olan etkileşim açısından inanın çok önemli.

Gelelim sadede...
Öncelikle buraya kadar sabırla yazımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Neden blog yazdığıma ve blog dünyasındaki yazar-okuyucu ilişkisinde kritik olarak gördüğüm noktara değinmeye çalıştım ve nacizane tavsiyelerimi yeni blogcu arkadaşlara sunmaya çalıştım.

Siz sevgili okurlarımın görüşleri benim için çok değerli, bu yüzden aşağıdaki sorulara (yukarıdaki soruların size yöneltilmiş halidir) cevap olabilecek yorumlarınızı ve düşüncelerinizi ( yorum ya da mail yoluyla ) paylaşmanızı rica ediyorum sizlerden.

İşte Sorular;
1-) Bir okurum olarak bloğumu/yazılarımı neden okuyorsunuz?
2-) Bloguma ilk olarak geldiyseniz nasıl bir izlenim ile ayrılıyorsunuz?
3-) Daha önce blogumu okuduysanız nasıl bir beklenti ile tekrar geliyorsunuz?
4-) Bir okurum olarak bloğumdan ne umuyor, ne buluyorsunuz?
5-) Siz okurlarıma yazılarım haricinde başka neler sunmalıyım?

Yorumlarınız ve görüşleriniz için şimdiden teşekkür ediyorum.

Bir sonraki yazımda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Yaklaşık 8 aydır bloğumda sizinle paylaşımlarda bulunuyorum. Bu 8 aylık süreçte de, yaklaşık 2-3 aydır sizlerden gerçekten çok olumlu tepkiler ve güzel geri dönüşler alıyorum. Bu sebeple de ilginizden dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Aldığım bu olumlu tepkiler ve geri dönüşler beni bloğumda daha da aktif olmaya, daha özenli ve daha özgün yazılar yazmaya teşvik ediyor. Benim için bir heyecan kaynağı haline gelen bloğum için zaman ve birikimim ölçüsünde elimden gelenin daha iyisini hep yapıyor olacağım inşallah.

Tabi bir blog için içeriğin yanısıra tasarım ve işlevsellikte önemli ve tamamlayıcı unsurlardır.

İşte tam bu nokta da; zamanla ellerimde şekillenen bloğumunun tasarım ve işlevlerinin siz okurlarımın hakkettiği ölçüde olmadığına karar verdim. Bloğumdaki tasarım öğelerinin gerek tüm tarayıcılarda düzgün görünmemesi gerekse şuanki blogger üzerine kurduğum yapının işlevsel ihtiyaçlarıma cevap verememesi beni bu yönde bir karar almaya iten diğer etkenler.

Bloğumda böyle bir değişime, yenilenmeye giderken "Sora sora giden dağ tepe aşar, sormadan giden düz ovada şaşar" atasözümüze hak vererek bloğumun yeni yüzü için sizlerden her türlü önerilerinizi bekliyorum.

Aslında bir yazılımcı olarak kendi blog altyapımı kendim kurmayı hep istemişimdir ( ve de hep isteyeceğim sanırım :) ), ancak gerek zamanın yetersizliği ve gerekse içeriğe daha çok önem vermem şu aşamada bunu oldukça geciktirecek gibi görünüyor.


Tavisyeleriniz başka bir altyapıya geçiş da olabilir ( Wordpress, TypePad vs. ), şablon değiştirme de olabilir, ya da yeni altyapılar da yeni şablonlarda olabilir.

Tasarım olarak yine 3 sütunlu bir yapıyı tercih edebilirim, ayrıca kolay yönetilebilir bir admin arayüzü ve az sorun yaşanılan bir altyapıya sahip olması da içeriğe yoğunlaşmam açısından faydalı olacaktır diye düşünüyorum.

Evet, uzun lafın özü, tercübeli blog yazarı arkadaşlardan ya da benim de tavsiyem var diyen blog okuru arkadaşlardan yani siz değerli okurlarımdan bloğumun şekilleneceği yeni yüzü, yeni altyapısı için her türlü öneri ve tavisiyelerinizi bekliyorum.

Tavsiye ve önerilerinizi yorum olarak yazabilir ya da mailim aracalığıyla ( idriscinn{at}gmail{nokta}com ) bana iletebilirsiniz.

Hepinize şimdiden teşekkürler.

Bir sonraki yazımda tekrar görüşene dek yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin.

Tekrar paylaşmak üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.

Devamını Okuyun »

Herkese Merhabalar,

Bu yazımda günün anlam ve önemini içeren, dünya koşuşturması diyebileceğimiz faaliyetlerden sıyrılıp bir kandil tebriği ile karşınıza çıkmak istiyorum. Bildiğiniz üzere 16 Temmuz Pazartesi günü itibariyle mübarek 3 aylara girmiş idik. Hicri olarak içinde bulunduğumuz Recep Ayının ilk perşembesini cumaya bağlayan gecesi Reğaib Kandili'dir.

İşte o güzel gece; bu gece. Bu akşam ( 19 Temmuz Perşembe ) ve akşamın devamındaki Cuma gecesi gece boyunca bu güzel geceyi soluyor, hissediyor ve yaşıyor olacağız.

Bu vesile ile siz değerli okurlarımın ve tüm islam aleminin Reğaib Kandilini tebrik ediyor, hakkımızda hayırlara vesile olmasını yüce Allah ( c.c. ) 'den niyaz ediyorum.

Reğaib Ne Demektir?

Regâib, arapça bir kelimedir ve "reğa-be" kökünden gelmektedir. "Reğa-be", kelime olarak, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir. "Reğîb" kelimesi ise, "reğabe"'den türemiş olan bir isimdir ve kendisine rağbet edilen, arzulanan, taleb edilen şey demektir. Müennesi, "reğîbe"dir. "Reğîbe"nin çoğulu da "reğâib" dir. Kelime olarak "Regâib"in aslı budur.

Reğaip Kandilinde Ne Yapmalı?

Kullarına karşı şefkati ve merhameti sonsuz olan Allahu Teala, sene içinde kulları için gönül dünyalarında manevi hamle yapmaları adına bazı özel gün ve geceler yaratmıştır. Bu özel zaman dilimlerinde Cenab-ı Hakk'ın rahmet esintileri sağanak sağanak yağmaktadır. İşte bu gecelerden birisi Reğaib Gecesidir. Regaib Gecesi, aynı zamanda Ramazan ayının da ilk habercisi olma şerefini taşımaktadır. Rahmet kapılarının ardına kadar açık olduğu bu gece gaflet içinde geçirilmemeli, bir fırsat gecesi olarak değerlendirilip ona göre hareket edilmelidir.

Konuyla ilgili en yetkili ağız olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Regaib Kandili Mesajı'nı okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum ve müsadenizle de mesajda değerli bulduğum bu iki paragrafı sizlerle buradan paylaşarak yazımı tamamlamak istiyorum;

"Zaman hızla akıp geçiyor ve bizler dünyevi/maddi gâilelerin peşinde koşuştururken kendimizle baş başa kalmayı, yapıp ettiklerimizi hikmet terazisinde tartmayı ve kendi kalıcı geleceğimizi düşünmeyi çoğu kez ihmal ediyoruz. Günün belli zaman dilimlerinde kılınan namazdan Kur’an okumaya, oruçtan bir lahza olsun tefekkürün ibadet sayılmasına kadar, Yüce Dinimizin emir ve prensiplerinin temel amacı da zaten bizleri kendimizi ve Yaratanımızı tanımaya ve hayatımızı böyle bir bütüncül kavrayış içinde anlamlı ve verimli kılmaya yöneltmektir. Üç ayları, mübarek gün ve geceleri de bu çerçevede değerlendirmemiz, bunları Yüce Rabbimiz tarafından bizlere lutfedilen asla dönüş, manevi diriliş ve yükseliş fırsatları olarak görmemiz gerekir.

Üç ayların manevi iklimine girildiği müjdesini taşıyan Reğaib Kandilinde Cenâb-ı Hak’ka yürekten yöneliş ve yakarışın, günahlardan arınmanın, kendimizi bulma ve bilmenin, nefsimizin yanıltıcı arzularından uzaklaşmanın imkanını yakalarız. Bu gecede Rabbimizle, yakınlarımızla ve çevremizle bağlarımızı yeniden gözden geçirir, bu vesileyle olgun dindarlığın iman-ibadet-ahlak bütünlüğünü sağlamaktan geçtiğini bir kez daha hatırlarız; doğruluk ve dürüstlüğün, paylaşımın, hak ve hukuka riayetin, barış içinde yaşamanın, kutsala saygının insani erdemler bağlamında ulaşılabilecek en üstün değerler olduğunu hissederek ahlakımızı bu erdemlerle donatma irademizi yenileriz."

Dualarınızı esirgemeyiniz, Hayırlı Kandiller...

Tekrar Görüşmek Üzere,

Sevgi ve Saygılarımla.
Devamını Okuyun »